BİLGİLER - Esalco Lojistik - Page 4

yuk-tasimaciligi-1200x500.jpg

Aktarmalı taşımanın bir diğer ismi de transit taşımacılığıdır. Bu taşımacılık türü yük taşımacılığı konusunda büyük bir öneme sahiptir. Küresel pazarların dünyanın her yerine açıldığı ve dünya genelinde yapılan ticaret ile sınırların ortadan kalktığı günümüzde alışveriş için en çok kullanılan yöntemlerden biri internet alışverişidir. Sadece kişisel alışverişler için değil kitlesel alışverişler için de kullanılan internet, uluslararası taşımacılığın da farklı bir boyut kazanmasına olanak sağlamıştır. Aktarmalı taşıma genel tabiri ile uluslararası ticarette kullanılan, son derece esnek olup, verimliliği esas alan bir taşımacılık sistemidir. Bu taşımacılık türü uluslararası ölçekte gerçekleştiği için verimlilik esasına dayanır.  Aktarmalı taşımacılık süreci çok aşamalı ve kapsamlı bir süreç gerektirir. Klasik taşımacılık süreçleri taşımacılığın gerçekleşeceği ülke ve bölgelere göre değişiklik gösterir. Aktarmalı yük taşımacılığı ise uluslararası bir sistem olmasından dolayı uluslararası prosedürlere bağlı bir biçimde gerçekleşmektedir. Aktarmalı taşımacılık geniş bir yelpazede gerçekleşir bu nedenle sadece sevkiyatın sağlandığı alanlarda değil sevkiyatın devamlılığının sağlandığı transit ülkelerde de devam eder. Özellikle Türkiye gibi jeopolitik öneme sahip olan, Avrupa ve Asya kıtasını birbirine bağlayan ülkeler de aktarmalı taşıma türünün bir parçası haline gelmektedir. Bu sevkiyat işlemleri karayolu ya da denizyolu ile sağlanabilir. Bu taşımacılık türünde gümrük konusu önemli bir yer tutar. Gümrükten geçecek olan malların ilgili ülkenin gerekli kıldığı sözleşme ve belgelere sahip olması gerekmektedir. Denizden gelen konteynerler içinde bulunan mal ve yüklere ait belge ve sözleşmeler ile ilgili limanlarda kontrol edilir.

 

Aktarmalı Taşımacılık Çeşitleri Nelerdir?

Aktarmalı Taşımacılık

Aktarmalı yük taşımacılığının birçok farklı çeşidi bulunmaktadır. Farklı yöntemler içeren bu taşımacılık türleri birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir. Aktarmalı taşıma çeşitleri arasında bir tercih yaparken dikkat edilmesi gereken en temel husus, seçilecek olan yöntemin verimli olmasıdır. Verimlilik; maliyet, zaman ve bakım hizmetleri ele alınarak hesaplanabilir. Aktarmalı taşımacılık çeşitleri 4 farklı grupta incelenebilir:

  • Havayolu ile Aktarma Yük Taşımacılığı: Havayolu aktarma taşımacılığı havayolları gelişmiş olan ülkeler arasında yapılan mal ticaretinde tercih edilen bir yöntemdir. Havayoluna gönderilen mal ve yükler uygun uçaklara taşınarak nakliyat gerçekleştirilir. Havayolu ile ulaşım diğer ulaşım türlerine göre daha kısa sürede tamamlandığı için nakliyat sürecini hızlandırmak isteyen firmalar bu aktarmalı taşımacılık türünü tercih etmektedir. Bu taşımacılık türü diğer taşımacılık türlerine göre daha maliyetlidir.
  • Karayolu ile Aktarma Yük Taşımacılığı: Karayolu aktarma taşımacılığı en sık tercih edilen aktarmalı taşımacılık türüdür. Karayolu taşımacılığında kullanılan taşıtlar genellikle tır, kamyon ve kamyonet gibi taşıt çeşitleri olmaktadır. Bu taşıtların belirlenmesinde mal ve yüklerin cinsi, ağırlığı ve hacimleri etkili olmaktadır. Ayrıca denizyolu, demiryolu ya da havayolu aracılığı ile aktarımı yapılan mallar alıcı firmaya iletilirken de karayolu taşımacılığı kullanılmaktadır. Avrupa’daki ülkelerde yapılan transit aktarmalı taşımacılıkta Pan Avrupa Koridoru adı verilen karayolu kullanılmaktadır. Bu koridorun bir adresi de İstanbul’dadır. İstanbul’daki Avrupa Koridoru’nun adına Tem Ağı denilmektedir.
  • Denizyolu ile Aktarma Yük Taşımacılığı: Denizyolu ile yapılan yük taşımacılığında ağır ve büyük yükler daha az maliyetler ile taşınabilir. Yük gemileri ile taşınan malların çoğu konteynerlar aracılığı ile taşınır. Az maliyetli bir yöntem olması sebebi ile sıklıkla tercih edilen denizyolu aktarmalı yük taşımacılığı denize kıyısı olan birçok ülkenin limanlarında yaygın bir biçimde yapılmaktadır.
  • Demiryolu ile Aktarma Yük Taşımacılığı: Aktarmalı demiryolu taşımacılığı da tıpkı denizyolu taşımacılığı gibi düşük maliyetli bir taşıma yöntemidir. Bu taşımacılıkta mallar yük vagonlarına bindirilerek taşınır.

Aktarmalı transit taşımacılık uluslararası taşımacılık türlerinden biri olduğu için bu işlemin gerçekleşmesi için gerekli olan belge ve sözleşmeler vardır. Bu belgelerin eksiksiz bir biçimde tamamlanması tüm sürecin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için çok önemlidir. Aktarmalı taşımacılık için gerekli olan belgelerin birçoğu gönderen ve alıcı kurumlardan ziyade taşıma araçları adına düzenlenmektedir. Araçların eksiksiz belgeye sahip olması gümrük gibi bölgelerdeki akışın da sorunsuz bir biçimde tamamlanması sağlar. Aktarmalı taşımacılıkta kullanılan belgelerden biri CMR belgesidir. Fransızca bir kelime grubu olan Convention Marchandise Routier’ın baş harflerini kullanılarak oluşturulan CMR belgesinde birçok bilgiye yer verilir. Bu bilgilerin başında taşınacak olan yük, yükün cinsi, adedi, ağırlığı, boyutu gibi bilgiler ile taşıma aracına yönelik bilgiler de bulunur.

 

Aktarmalı Yük Taşımacılığı Avantajları Nelerdir?

Aktarmalı yük taşımacılığının hem yük sahibine hem de taşıma işlemini üstlenen lojistik firmasına birçok avantajı bulunmaktadır. Ülkeler arasında mal ve yük taşınmasını sağlayan bu taşımacılıkta gümrük işlemleri çok daha hızlı bir biçimde halledilir. Aktarmalı taşımacılık yaptığına dair gerekli belgeye sahip olan işletmelerin araçları gümrükten çok daha hızlı geçer. Bu mal ve yüklerin tam zamanında gönderilmesi gereken yere ulaşmasını sağlar. Bu sayede hem zamandan hem de maliyetten kar edilmesi olanaklı kılınır.

Aktarmalı yük taşımacılığı esnasında mal ve yükler en uygun paketleme ve koruma yöntemleri ile korunur. Denizyolu ya da demiryolu ile taşınan mallar çoğu zaman konteynerler içine konularak taşındığı için yolculuk esnasında herhangi bir zarar görmeleri de engellenmiş olur. Bu da taşımacılık esnasında oluşacak zararların önüne geçerek hem maliyeti düşürür hem de zararların tazmini konusunda gönderici firmayı zor bir duruma sokmaktan alıkoyar. Aktarmalı yük taşımacılığında gerekli olan belgelerde yer alan bilgilerde mal ve yüklere dair tüm özelliklere açıkça yer verilmiştir. Yükün tüm bilgilerinin belgelerde açıkça belirtilmiş olması mal ve yüklerin herhangi bir zarara uğramasını engeller. Herhangi bir eksiklik çıkması ya da soygun durumundan şüphelenilmesi halinde belgelerde verilen bilgiler ile var olan mallar üzerinden bir kıyaslama yapılabilir.

Aktarmalı taşımacılık, uluslararası yollarda en güvenilir taşıma araçları ile gerçekleştiği için son derece güvenilir bir taşımacılık yöntemidir. Aktarmalı taşımacılık ile genelde çok sayıda yük taşınmaktadır. Özellikle denizyolu kullanılarak taşınan yükler ağırlıkça yüksek oranlara sahiptir. Bu taşımacılık türünde ticareti yapılacak olan malın sayısı genelde artış gösterirse yöntemin kendisi, az maliyet sağlayan tasarruflu bir yöntemdir. Tüm Dünya genelinde yaygın bir şekilde yapılan aktarmalı taşımacılık türleri arasından en maliyetli olanı havayolu taşımacılığıdır. Bu yöntem de hızla gönderilmesi gereken mal ve yüklerin gönderilmesinde tercih edilmektedir. Aktarmalı taşımacılık maliyetleri rotalara ve yüklerin ağırlığına göre değişiklik göstermektedir. Belirli bir kotaya sahip olan taşıma araçlarının taşıma fiyatları hakkında genel bir bilgiye ulaşmak mümkündür. Son derece yaygın olan bu taşımacılık türünün masrafları belirlenirken ortalama bir fiyat almak mümkündür.

Aktarmalı yük taşımacılığı için gerekli olan belgelerin düzenlenmesi ve aktarmalı taşımacılık yöntemlerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiği belirlenirken bu alanda uzman kişilerin fikri alınarak bir karar verilmesi gereklidir. Belgelerin usulüne göre düzenlenmemesi ya da yanlış taşıma yönteminin tercih edilmesi tüm taşıma süreçlerini sekteye uğratarak hem alıcı firmanın hem de tedarikçi firmanın zarara uğramasına neden olabilir. Bu nedenle deneyimli bir lojistik firması ile çalışmak gerekmektedir. Esalco Lojistik alanında uzman çalışanları ile aktarmalı taşımacılık işlemlerinin tüm aşamalarının sorunsuz ve etkili bir biçimde gerçekleşmesini sağlar. Sizde size en uygun taşıma yöntemini keşfetmek, yüklerinizi yurtiçi ve yurtdışı rotalara sorunsuzca ulaştırmak için bizimle iletişime geçin!

 

İlginizi Çekebilir: Lojistikte Stok Yönetimi Nedir? Nasıl Yapılır?


cross-trade-nedir-1200x800-1.jpg

Cross trade çapraz taşımacılık olarak da bilinen bir taşımacılık türüdür. Cross trade taşımacılık, yurtdışında veya serbest bölgede yerleşik bir şirket veya antrepodan satın alınan malların, çapraz ticaretin yapıldığı ülke üzerinden transit olarak doğrudan yurt dışında veya serbest bölgedeki bir şirkete ya da antrepoya satılması anlamına gelir.

Cross Trade Nedir?

Çapraz ticaret ya da cross trade, kısaca bir ülkeden başka bir ülkeye malın milli mal haline dönüşmeden ya da o ülkenin gümrük bölgesine girmeden satışı olarak tanımlanabilir. Cross trade bir taşımacılık yöntemi olduğu gibi bir ticaret şeklidir. Teknik olarak gerçek ithalat ve ihracat tanımına uymayan bu ticaret biçiminde, diğer lojistik işlemlerden ayrılan en önemli nokta gümrük beyannamesi düzenlenmemesidir. Cross trade yapılırken, satılan malın alıcıya ulaşana kadar sevk edildiği yer önemli değildir, sevkiyat belgelerinin malın giriş çıkış yaptığı ülkelerin mevzuatına göre düzenlenmesi yeterlidir. Cross trade yapılırken mal ve yüklerin yüklenmesi esnasında, yükleme limanında tedarikçiye düzenlenen sözleşmede, gerçek alıcı değil, alıcı olarak çapraz ticaret şirketi belirtilebilir. Satıcı firma; ticari fatura, çek listesi ve diğer ilgili belgeler, banka aracılığıyla veya önceden kararlaştırılan düzenlemeye göre ayarlamalıdır. Bu aşamaların sorunsuz ve eksiksiz bir biçimde tamamlanması, belgelerin usulüne uygun bir şekilde hazırlanması ve onaylanması için belge hazırlama ve belge takibi konusunda donanımlı ekibe sahip olan bir lojistik firmasıyla çalışılması tavsiye edilir. Cross trade taşımacılık bir uluslararası lojistik türü olduğu için, uluslararası lojistiğin özelliklerini bilmek faydalı olacaktır.

 

Uluslararası Lojistik Nedir?

Uluslararası lojistik, ithalat ve ihracat faaliyetlerinin uluslararası olarak gerçekleşmesini sağlayan bir lojistik türüdür. Bu lojistik yöntemi ile bilinen lojistik yöntemler uygulanırken sınır ötesi taşıma kısmı da organize edilir. Uluslararası lojistikte nihai hedef, mal taşımacılığının sorunsuz ve hızlı bir biçimde gerçekleşmesidir. Mallar öncelikle (bir fabrikadan, lojistikçiden, tedarikçi deposundan vb.) alınır ve ithalatçı tarafından boşaltılacağı ihracat ülkesine iletilir. Uluslararası lojistik esnasında kesintisiz bir bilgi alışverişi ve lojistik operasyon planlaması açısından mükemmel bir organizasyonun yanı sıra zorunlu ve isteğe bağlı belgelerin izlenebilir olması gerekir.

Uluslararası lojistik operasyonları yürütmek çok aşamalı bir süreçtir. Bu nedenle, malların ve paketlerin niteliğini ve boyutunu ve ayrıca kullanılan ambalaj türünü bilme zorunluluğu vardır. Bu, malların Inter-Modal Transport Unit sistemini kullanarak yönetilmesi anlamına gelir. İthalat ve ihracat süreçlerinin gerçekleşmesi için çok çeşitli düzenleyici metinlerin bulunduğu yasal düzenlemeler mevcuttur. Yürürlükteki mevzuat veya sözleşmenin uluslararası lojistik sürecinin her aşamasında taraflarca bilinmesi gerekir. Böylece lojistik adımlarının her birinde yeterlilik sağlanacak, akış işlem sürelerini optimize edilecektir. Uluslararası lojistik karayolu, denizyolu ve havayolu olmak üzere üç farklı şekilde gerçekleşebilir. Malların hangi yöntemle sevk edileceği seçilirken mal cinsine, ticareti yapılacak olan malın alıcı firmaya ulaşma süresine ve yasal zorunluluklara dikkat edilmelidir. Yöntemin seçilmesinin ardından nakliye işlemini gerçekleştirecek olan lojistik firması ile bir sözleşme imzalanır. Taşımaya çıkan mallar, önceden tasarlanan ve tahmini süreler belirten bir plan ile takip edilir. Malların yükleme ve ayrılış tarihi, ulaşım tarihi, yolda geçirdiği süre ve benzeri aşamaları barındıran plana uygun kalmak için herhangi bir teknik aksaklık yaşanmaması gerekir. Bu nedenle tüm belgelerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tamamlanması önemlidir. Taşıması gerçekleşen mal ve yükler teslimat noktasına ulaştığında gerekli kontroller yapılır. Tedarikçiler tarafından düzenlenen faturalar kontrol edilerek lojistik maliyetler onaylanır ve tüm tedarik zinciri tamamlandıktan sonra faturalar düzenlenir.

 

Cross Trade Lojistiğinin Avantajları

Cross Trade taşımacılık

Günümüzde uluslararası ticaret kuralları ve yasaları, birçok yeniliğin kapılarını açmıştır. Şirketlerin coğrafi konumlarının dışında faaliyet göstermesi bunların başında gelir. Cross trade sayesinde, şirketlere uluslararası pazarlarda hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyaç duyabilecekleri tüm lojistik avantajlar sağlanır. Bu sayede uluslararası piyasa yer alma şansı yakalanmış olur. Dünya geneline mal gönderen bir şirket, kısa sürede büyüme sağlayarak kendi sektöründe öncü bir konuma yerleşebilir. Özellikle küresel çapta ticaret yapmak isteyen firmaların tercihi olan cross trade taşımacılığın sağladığı başlıca avantajlar üç grupta incelenebilir:

  • Düşük Lojistik Maliyeti: Cross trade ile yapılan ticaret, kargo veya ürünlerin doğrudan tedarikçinin ülkesinden alıcının ülkesine, bağımsız olarak gönderilebileceği anlamına gelir. Yani, cross trade ile önce ofisinize mal tedarik etmeniz ve ardından alıcınızın bulunduğu yere göndermeniz gerekmeyecek, bu da iki farklı ülkedeki tüm lojistik, gümrük ve vergi maliyetlerini azaltacaktır
  • Daha Hızlı Nakliye Süresi: Cross trade lojistiği, tedarikçi ve alıcının coğrafi konumlarına bağlı olarak en iyi taşıma ve nakliye modelini seçmenize yardımcı olmaktadır. Ayrıca ticaret esnasında iki farklı ülkede uygulanması muhtemel gümrük ve vergi karmaşasını ortadan kaldırılır. Bu şekilde, yalnızca gerekli yerlerde gümrükleme ile daha hızlı transit ve teslimat sürelerinden yararlanılır. Ticaret alanında uluslararası taşımacılığın gelişmesi sayesinde cross trade işlemlerinin hızlı ve etkili bir şekilde tamamlaması için geliştirilmiş olan birçok yöntem vardır. Nakliyat süresini azaltan yöntemlerin yanı sıra nakliyatı gerçekleşecek olan mal ve yüklerin korunmasına yönelik yöntemler sayesinde zarar ve hasarlar asgari düzeye indirilir. Tüm bu avantajlar hem tedarikçi firmaya hem de mal ve yükleri alacak olan firmaya birçok fayda sağlar.
  • Küresel Pazarda Yer Edinme Şansı: Şirketlerin büyümesi ve kar maksimizasyonlarını artırmaları için küresel pazara açılmaları son derece mühimdir. Kitlesel üretim yapan dünya devi birçok firma cross trade taşımacılık yöntemlerinden yararlanmaktadır. Cross trade ile taşımasını gerçekleştireceğiniz mallarınız tek bir yerde üretilebilir ve işletmenizin coğrafi konumundan bağımsız olarak başka bir ülkeye gönderilebilir. Bu şekilde, dünyanın her yerindeki alıcılarınıza hitap edebilir ve işletmelere göre küresel pazarda rekabet avantajı sağlayabilirsiniz.

 

Cross Trade Lojistiği Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • Ticaret Anlaşmaları: Cross trade lojistiği genel olarak iki farklı ülke arasında gerçekleştiğinden, tedarikçi ve alıcı ülke arasındaki ticaret anlaşması ve kuralları hakkında ayrıntılı bir çalışma yapmak önemlidir. Bu sayede gerekli tüm belgeler ve ön koşullar yerine getirilir. Bu anlaşma ve belgelerin tamamlanması, eksiksiz ve hatasız bir biçimde düzenlenmesi uluslararası taşımacılık esnasında yaşanacak olan teknik problemlerin de önüne geçilmesine katkı sağlar. Eksik ve hatalı düzenlenmiş belgeler taşıma sürecinin planlanan süreden daha uzun sürmesine, mal ve yüklerin zarar görmesine ve dolayısı ile maliyetlerin artmasına neden olmaktadır.
  • Alanında Yetkin Bir Lojistik Firması Seçimi: Deneyimli ve alanında yetkin olan bir lojistik firması dünya çapında geniş bir acente ağına, özel bir ekibe, ticaret yönergeleri ve çapraz ticaret için gerekli diğer gerekli belgeler hakkında iyi bilgiye sahip olan uzmanlar ile çalışır. Ayrıca sigorta, paketleme, nihai teslimat, gümrükleme ve diğer belgeleri hazırlayarak çapraz ticareti sizin için sorunsuz hale getirir.

Esalco Lojistik donanımlı ve yetkin kadrosu ile tüm nakliyat işlemlerinizin sorunsuz bir biçimde gerçekleşmesini sağlar. Cross trade yönteminde de alanında uzman çalışanları ile uluslararası ticaret işlemlerinizin planlandığı gibi yürümesini olanaklı kılan Esalco Lojistik ile siz de firmanızı uluslararası pazarda önemli bir konuma taşıyabilirsiniz.

 

İlginizi Çekebilir: Express Kargo Nedir?


Karayolu-Tasimaciligi-belgeleri--1200x757.jpg

Karayolu taşımacılığı, taşımacılık sektöründe en sık tercih edilen taşımacılık türlerinden biridir. Yaygın bir şekilde kullanılan bu taşımacılık türü dünya genelinde kullanılmaktadır. Hem yerel taşımacılıkta hem de uluslararası taşımacılıkta kullanılan karayolu taşımacılığı ile birçok mal ve yük çeşidi taşınabilir. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler ile karayolu taşımacılık araçlarının özellikleri gelişmiş, olup daha çeşitli mal ve yüklerin taşınması olanaklı kılınmıştır. Ulaşım yollarının gelişmesi de karayolu taşımacılığını hızlı ve etkili bir çözüm sunan taşımacılık türü haline getirmiştir. Şehirleri ve ülkeleri birbirine bağlayan kısa yollar ile karayolu taşımacılığı her geçen gün gelişmeye devam etmektedir.

 

Karayolu Taşımacılığı Nedir?

Karayolu taşımacılığı en basit tabiri ile ticari mal ve yüklerin karayolu aracılığı ile bir noktadan başka bir noktaya taşınmasını ifade eder. Bu taşımacılık türünde kullanılan birçok farklı taşıma aracı bulunmaktadır. Bunların belirlenmesinde sevkiyatı gerçekleştirilecek olan mal ve yüklerin cinsi, ağırlığı ve formları dikkate alınır. En yaygın kullanılan taşıma araçları kamyonetler, kamyonlar, tırlar olmaktadır. Taşıma aşamalarında kullanılan yardımcı ekipman çeşitleri de bu taşımacılık türünü kolaylaştırmaya yarayan ekipmanlardır. Özellikle mal ve yüklerin taşıma araçlarına aktarılması konusunda destek sunan yardımcı ekipmanların taşıma firmasında eksiksiz biçimde bulunması ve taşıma süreçlerine dâhil edilmesi, işin profesyonelce yapılmasını sağlar. Karayolu taşımacılığı dünya genelinde en sık tercih edilen taşımacılık türü olduğu için karayolu taşımacılığı ağı son derece gelişmiştir. Uzun yol ya da kısa yol fark etmeksizin gerçekleştirilecek olan tüm taşımalarda her bölgeye rahat bir ulaşım imkânı vardır. Karayolu taşımacılığı birçok taşımacılık türüne göre daha az maliyetlidir. Tüm bu nedenler ile en çok tercih edilen taşımacılık türü olan karayolu taşımacılığı yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar ve taşımacılık esnasında ihtiyaç duyulan bazı belge ve sözleşmeler vardır.

 

Karayolu Taşımacılığında Kullanılan Belgelerin Önemi

Karayolu Taşımacılığı Belgesi

 

Tüm dünya genelinde mal ve yüklerin sevkiyatının sağlanmasında etkili olan karayolu taşımacılığının sorunsuz bir şekilde tamamlanması için standartlarca belirlenmiş olan belge ve evrakların temin edilmesi gerekmektedir. Bu belgeler genel olarak karayolu taşımacılığında kullanılan belgeler olarak adlandırılır. Bu belgeler ulusal ve uluslararası normlarla belirlenmiş olan standartlara uymak zorundadır. Belgelerin tamamlanması ve prosedürlere uygun olduğunun kontrollerinin yapılması; ticaret yapan, mallarını bir noktadan başka bir noktaya taşımak isteyenlerin en dikkat etmesi gereken konuların başında gelmektedir. Eksik ya da prosedürlere uymayan belgeler, karayolu taşımacılığının aksamasına ve belgeler gerekli zamanda tamamlanmaz ise tamamen durmasına neden olabilir. Bu nedenle karayolu taşımacılığı için alanında uzman, sektörde belirli bir yer edinmiş, uzman kadro ile çalışan bir lojistik firması ile çalışmak gereklidir. Karayolu taşımacılığın sorunsuz ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli olan belgeler çalışılacak firma sayesinde tamamlanır ve taşımacılığın tam zamanında, problemsiz bir biçimde yapılması sağlanır.

 

Karayolu Taşımacılığı Belgeleri Nelerdir?

 

  • CMR Belgesi: Karayolu taşımacılığında kullanılan belgelerden ilki CMR belgesidir. Bu belge tüm dünya genelinde kullanılan bir uluslararası belgedir. Belgenin standartları belirlenirken elli altı ülkenin katıldığı bir anlaşma ile standartlar belirlenmiştir. CMR’nin açılımı, Convention Marchadises Routiers olup Fransızca Karayolu Eşya Sözleşmesi anlamına gelmektedir.  CMR belgesi, genel olarak uluslararası mal sevkiyatında tarafların yükümlülüklerini belirlemede kullanılan esasların yer aldığı bir sevkiyat belgesidir. Karayolu taşımacılığı belgeleri arasında bulunan bu belgenin içinde karayolu taşımacılığını gerçekleştirecek olan firmanın mal ve yükleri aldığına dair bölümler, tedarikçi ve ihracatçının arasında yapılan sözleşmenin hükümleri ve sigortalar bulunmaktadır. CMR belgesinde; belgenin yürürlüğe girdiği zaman ve yerin adresi, mal ve yükleri gönderenin bilgileri, taşıyıcı firmanın bilgileri, mal ve yükleri teslim alacak olan kişi ya da kurumların adları ve onlara dair belgeler, mal ve yüklerin paketlenme biçimlerinin belirtildiği maddeler, mal ve yüklerin cinsi, ağırlığı, türü, gümrüklendirme esnasında ortaya çıkan maliyet ve masraflar gibi bilgiler bulunur. CMR belgesinin kim tarafından düzenleneceğine dair kesin bir hüküm bulunmaz. Ancak yaygın olarak CMR belgesini düzenleyen taraf taşıma firması olmaktadır. Belge düzenlendikten sonra üç kopyası çıkarılır. Bir kopya taşıma firmasında, bir kopya malı gönderen kurumda, bir kopya da malın teslim alacak olan kişi ya da firmaya gönderilir. Bu işlemleri de lojistik firmasının kendisi yapar.

 

  • FIATA Tesellüm Belgesi Çeşitleri: FIATA tesellüm belgeleri nakliyeci makbuzu alabilmek için gerekli olan karayolu taşımacılığı belgeleri arasındadır. FIATA’nın açılımı International Federation of Freight Forwarders Associations olup Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu anlamına gelmektedir. Bu belgenin alınması için nakliyat firmasının bu federasyona üye olması gerekmektedir. Üç tip FIATA tesellüm belgesi vardır. FIATA FCT, nakliyecilere verilen taşıma belgesi, FIATA FCR, nakliyecinin mala zarar vermeden teslim ettiğini gösteren belge, FIATA FBL ise taşınacak olan mal ve yüklerin mülki konumlarını temsil eden önemli bir karayolu taşımacılığı belgesidir.

 

  • Nakliyeci Makbuzu: Karayolu taşımacılığında kullanılan bir diğer belge nakliyeci makbuzudur. Bu belge adından da anlaşılacağı üzere nakliyecinin mal ve yükleri teslim aldığına dair bir ispatın olması adına düzenlenir. Bu belgeyi alan nakliyeciler mal ve yüklerin taşınması işlemini gerçekleştirebilir.

 

  • Paket Postası Makbuzu: Karayolu taşımacılığında posta kullanılacaksa paket postası makbuzu almak zorunludur. Bu belge posta idaresi tarafından düzenlenen bir belgedir. Özellikle kıymetli evrakların taşımacılığı yapılacaksa bu belge olmadan malların teslim edilmesi söz konusu olamaz.

 

  • TIR Karnesi: Tırlar karayolu taşımacılığında özellikle ağırlıkça yüksek ve hacimce büyük malların taşınmasında kullanılan taşıma araçlarıdır. Özellikle kitlesel malların taşınmasında kullanılan bu araçların karayolu taşımacılığını gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyduğu belgeye tır karnesi adı verilmektedir. Tır karnesinin içerisinde tırın mal yüklenmeden önceki boş ağırlığına ve mal yüklendikten sonraki dolu ağırlığına dair bilgiler yer alır. Bunun dışında tırın plaka numarası ve kayıtlı olduğu lojistik firması da belgede yer alan diğer maddelerdendir. Bu belgeye sahip olmayan tırların uluslararası ticaret yapmaları durumunda gümrükten çıkmaları olanaksız hale gelir. Tır karnesi ülkemizde Ticaret ve Sanayii Odaları tarafından verilen bir belgedir. Toplamda yaklaşık olarak on dört sayfa olan bu belgenin kopyaları ülkelere giriş ve çıkışta kullanılmak üzere çoğaltılmalıdır.

Karayolu taşımacılığının sorunsuz ve tam zamanında gerçekleşmesi için yukarıda bahsi geçen karayolu taşıma belgelerinin eksiksiz ve usulüne uygun bir biçimde hazırlanması gerekmektedir. Bu belgelerin eksik ya da yanlış bir şekilde düzenlemesi karayolu taşımacılığının zamanında yapılmasını engellemekte ve bu sebeple oluşacak zararlar yüzünden maliyette bir artış söz konusu olmaktadır. Bazı mal ve yüklerin tam zamanında teslim alacak olan firmaya ulaşması elzemdir. Değerli olan mal ve yüklerin zamanında taşınması gerekli olduğu gibi herhangi bir zarara uğramadan eksiksiz bir biçimde taşınması da son derece önemlidir. Bu gibi sorunların yaşanmaması için sektörde öncü ve deneyimli bir lojistik firması ile çalışmak gerekir. Belgelerin hazırlanması için uzman kişilerce çalışan Esalco Lojistik ile tüm mal ve yüklerinizi güvenle teslim edilmesi gereken noktaya ulaştırabilirsiniz. İster ülke içi kısa mesafelerde ister uluslararası taşıma işlemlerinde, Esalco Lojistik ile herhangi bir problem yaşamadan, gümrüğe takılmadan, hızlı ve pratik bir biçimde karayolu taşımacılığı hizmetinden faydalanabilirsiniz.

 

İlginizi Çekebilir: Navlun Nedir Ve Nasıl Hesaplanır


gumruksuz-depolama.jpg

Gümrüksüz depolama lojistiğin en önemli konularından biri olan  depolama, farklı uygulamaları ile ithalat ve ihracat yapan firmaların ya da kişilerin mallarının korunması için gereklidir. Ticareti yapılacak olan mal ve eşyaların uygun koşullarda depolanması hem satışlarının kolaylaşmasını sağlar hem de bu mal ya da eşyaların zarar görmesini engeller.

Küreselleşen dünyada tüm dünyanın bir serbest pazar haline gelmesi ile uluslararası ticaret önem kazanmış, dünyanın bir ucunda üretilen mal başka bir ucunda satılır hale gelmiştir. İster uluslararası ister yerel ticaret olsun malların korunaklı ve güvenli bir şekilde taşınması ve depolanması son derece önemlidir. Hangi sektör olursa olsun tüm malların kısa ya da uzun dönem depolanmaya ihtiyacı bulunur. Kitlesel üretim yapan büyük firmaların bu yöndeki ihtiyaçları çok daha fazladır.

Depolama işlemleri gümrüklü depolama ve gümrüksüz depolama olarak ikiye ayrılmaktadır. Özellikle ithalat ya da ihracat yapan firmaların bu depolama yöntemleri ile yakın ilişkili olduğu söylenebilir. Gümrüksüz depolama birçok firmanın depolama esnasında kullandığı bir yöntemdir. Geçici depolama adıyla da bilinen gümrüksüz depolama, adından da anlaşılacağı üzere, tedarikçiden çıkan mal ve eşyaların geçici bir süre depolanması için uygulanır. Bu uygulama gümrük bölgelerinde uygulanıyorsa bazı şartlar çerçevesinde uygulanmaktadır. Gümrüksüz depolamanın lojistik detayları ve gümrüksüz depolama kapsamındaki mal ve eşyalar hakkında detaylı bilgiye sahip olmak için geçici depolamanın şartlarını anlamak gerekir.

Gümrüksüz Depolama Nedir?

Gümrüksüz depolama, depolanması istenen eşya ya da malın geçici depolama süreliğine uygun yerlerde istiflenmesi anlamına gelmektedir. Ancak bu depolama yöntemi malların sadece bir yerden başka bir yere taşınarak orada bekletilmesi anlamına gelmez. Gümrüksüz depolama işlemlerinin birçok ayrıntısı bulunur. İthalat ve ihracat süreçlerinde malların uygun koşullarda depolanması bu süreçlerin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için son derece önemlidir. Bu geçici depolama uygulamasında kullanılan yerler genellikle hangarlar, küçük depolar, ambarlar ya da ardiye gibi mekânlar olmaktadır.

Gümrüksüz depolama sırasında dikkat edilen en önemli husus, depolanacak olan eşya ya da malın dış etkenlerden korunmasıdır. Bu yüzden gümrüksüz depolama için genel olarak kapalı olan depolar tercih edilmektedir. Gümrüksüz depolama uygulaması geçici bir işlem olduğu için, bu uygulama ile depolanan eşyalara da geçici eşya ya da geçici mal denilmektedir. Serbest dolaşıma sahip olmayan bu eşya ya da mallar, gümrük bölgelerine sokulduktan hemen sonra gümrük onayından geçerek geçici olarak depolanabilir. Bu onayın sağlanabilmesi için de ilgili bölgenin gümrük müdürlüğünün istediği tüm izinler ve mallar ile ilgili evraklar hazır olmalıdır.

Gümrüksüz Depolama Aşamaları Nelerdir?

Gümrüksüz depolaması gerçekleşecek olan mal ve eşyalar Türkiye Gümrük Bölgesi içerisinde gelmeden önce, eşyanın taşındığı taşıt bilgilerinin bulunduğu bir beyana sahip olunması işlemlerin sorunsuz bir şekilde düzenlemesi için gereklidir. Bu beyan Gümrük Bölgesi’nde “özet beyan” olarak adlandırılmaktadır. Özet beyan içerisinde eşya ile alakalı bilgiler ve eşyanın taşındığı araç ile ilgili bilgiler vardır. Özet beyanın geçerli olduğu tarihten itibaren mal ya da eşyaların ne kadar süre ile depolanacağı belirli kurallara tabii kılınmıştır. Eğer mal ya da eşya deniz yolu taşımacılığı ile getirilmiş ise 45 gün içerisinde “gümrükçe onaylanmış kullanım” süresi belirlenmelidir. Eğer eşya kara yolu taşımacılığı ile gelmiş ise 20 gün içerisinde süre belirlenmesi yapılır.

Hava yolu taşımacılığı ile gelen malların da kullanım ve işlem süresine uygun biçimde depolanmasına karar verilmelidir. Geçici depolama işleminin yapılması için “gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanım” süresinin yanı sıra geçici depolama yapılacak yerlerin de belirlenmesi gereklidir. Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü depoların açılmasını ve işletilmesini sağlayacak tüm izinleri alarak Gümrük Genel Müdürlüğü’ne aktarır. Genel müdürlük depoların açılmasına karar verdikten sonra ise geçici mallar depolarda saklanmaya başlayabilir, ardından da Gümrük Satış Mağazaları’nda bu geçici eşyaların satışı gerçekleşebilir.

Gümrüksüz Depolamada Hangi Depo Türleri Kullanılır?

Lojistik Deposu Ve İki Çalışan İnsan

Gümrüksüz depolama için kullanılan depolar genel olarak geçici malların kolayca taşınmasını sağlayacak kapalı mekânlardır. Bu depolar, geçici mal ve eşyaların dış koşullardan korunmasını sağlayacak yapıda olmalıdır. Gümrükten getirilen mallar depolara çeşitli taşıma araçları ile taşınır. Bu nedenle depoların taşıtların yanaşabileceği ve içerisine malların kolayca yerleştirilebileceği bir yapıda olması da önemlidir.

Antrepo yerlerinde bulunan geçici mal ya da eşyaların zorlayıcı ve geçerli sebepler dışında zarara uğraması sonucu oluşan maddi zararın tazmini işletmecilere aittir. Bu nedenle depoların malların korunması konusunda yeterli olması son derece önemlidir. Depolama alanları özel işletmeler, lojistik firmaları gibi kuruluşlar tarafından işletilebilir. Birçok deponun malların saklanması için sunduğu ayrıcalıklar mevcuttur. Raflı sistem kullanımı, depo ışıklandırılması, geniş depolama alanları, etiketli depolama, soğuk zincir depolama, streçleme, depo ısı kontrolü, jeneratör desteği ve benzeri uygulamalar ile depolarda saklanan mal ve eşyaların korunması sağlanmış olur. Özel depolar gümrüksüz eşyaların korunması ve herhangi bir zarara uğramaması için sigorta hizmeti de sunmaktadır. Gümrüksüz depolama ile tekstil ürünleri, zati eşyalar, gıda ürünleri, kozmetik ürünler, aksesuarlar, ayakkabılar vb. birçok ürün depolanabilir

Gümrüksüz Satış Mağazası Nedir?

Gümrüksüz depolama ile depolanan geçici mal ya da eşyaların satıldığı alana gümrüksüz satış mağazası denilir. Bu mallar gümrüksüz satış mağazasında belirlenen fiyatlara göre satışa sunulur. Mallar, Türkiye’den gitmekte olan yolculara, gelen yolculara, gemi aracılığı ile seyahat edenlere, bir yerden başka bir yere giderken Türkiye üzerinden geçenlere ya da uçak yolcularına satılabilir.

Kara taşımacılığının yapıldığı bölgelerde, deniz taşımacılığının yapıldığı limanlarda ve hava yollarının bulunduğu çeşitli havaalanlarında bulunabilen bu mağazalar lojistik terimi olarak özel antrepo ismi ile adlandırılır. Bu mağazalarda yapılan depolama işlemleri de gümrüksüz depolama işlemleri olarak adlandırılmaktadır. Önemli turistik bölgelerde de bulunabilen gümrüksüz satış mağazalarında satılan mal ve eşyaların vergiden muaf bir biçimde satışa sunulmaları, malların fiyatlarını piyasaya göre ucuz hale getirmektedir. Özellikle yabancı markaların vergisiz bir şekilde satışa sunulması gümrüksüz satış mağazalarına olan rağbeti artırmaktadır.

Esalco Lojistik, gümrüksüz depolama hizmetlerinizi, evrak ve izin belgelerini tamamlayarak, esnek çözüm imkânı ile hem ekonomik hem de konforlu bir şekilde sağlamaktadır. Depolarda bulunan güvenlik sistemleri ve güvenlik kameraları ile 7/24 korunan mal ve eşyalarınız, hijyenik ve modern koşullarda saklanmaktadır. Esalco Lojistik, son teknolojilere entegre biçimde hazırlanan depolama alanları içinde yapılan faaliyetleri ile de hizmet sunar. Her müşterisinin ve her firmanın katma değerini korumayı ve geliştirmeyi hedef edinen Esalco, üretim planlarına uygun bir şekilde etiketleme, paketleme ve kategorilere ayırma gibi hizmetlere de sahiptir.

Depolama işlemleri sırasında, öncesinde ve sonrasında gerçekleşmesi gereken tüm izin belgelerinin ve evrak işlemlerinin takibini yaparak firmaların işlerini kolaylaştırır, ithalat ya da ihracat süreçlerini hızlandırır. Yetkin ve donanımlı personeli ile tüm temel ve ek hizmetleri ile gümrüksüz depolama işleminin kolay ve hızlı bir şekilde yapılmasını sağlayan Esalco ile siz de hemen iletişime geçebilir;  tüm lojistik işlemlerinizi güvenle yapabilir, katma değerli hizmetler ile firmanıza ya da kişisel ürünlerinize değer katabilirsiniz.

 

İlginizi Çekebilir: Lojistikte Stok Yönetimi


capraz-sevkiyat-capraz-sevkiyat-nedir.jpg

Lojistik, ticareti ve üretimi yapılan maddelerin transfer işlemine verilen addır. Bir maddenin lojistiğinin doğru ve verimli bir biçimde yapılması hem mali konular açısından hem de zaman yönetimi açısından son derece önemlidir. Lojistik sürecinin sorunsuz ve akıcı bir şekilde ilerlemesi için farklı yöntemlere başvurulur. Bu yöntemler, transfer işlemi gerçekleşecek maddenin cinsine, transfer yapılacak bölgeye ve transfer için verilen süreye göre belirlenmektedir.

Lojistik sektörü içerisinde en sık tercih edilen sevkiyat çeşitlerinden biri olan çapraz sevkiyat da bu yöntemler arasındadır. Uluslararası dilde “cross docking” olarak adlandırılan bu sevkiyat türü, tüm sevkiyat yöntemleri gibi üreticilerden alınan eşya ve benzeri materyallerin tedarikçilere aktarılmasını hedefler. Çapraz sevkiyat işleminin özelliklerini ve sağladığı avantajları incelemek bu konu hakkında merak edilen soruları yanıtlayacaktır.

Çapraz Sevkiyat Nedir?

Bu sevkiyat türü hakkında detaylı bilgiye sahip olmak için lojistik süreçlerinin genel özelliklerinden haberdar olmak önemlidir. Üretim süreçlerinin ardından ortaya çıkan mallar sıklıkla üretim yapan firmaların depolarında belirli bir süre saklanır. Bu saklama süresi boyunca üretilen mallar gönderilecekleri lokasyonlara ve kategorilerine göre ayrılır. Ayırma işleminin ardından gerçekleşecek olan süreçlerde ve ayırma işlemlerinde üretim sürecinde faydalanılan iş gücüne ek olarak bir iş gücü sağlanması gerekmektedir. Bu işgücünün sağlanması üretici firmanın maliyetlerinde bir artışı meydana getirir.

Üretim emeğine katılmayan işgücü firma tarafından artı bir maliyet olarak görülür ve malın fiyatında bir artış olmasına neden olabilir. Bu maliyet artışını önlemek ve depolama, kategorize etme ve benzeri işlemleri hızlandırmak için çapraz sevkiyat yönteminden faydalanılır. Böylece lojistik süreci hızlandırılır ve maliyet artışı önlenmiş olur.  Çapraz sevkiyat yöntemi ile üretilen mallar depolara yerleştirildikten sonra ambalajlanma ve kategorize etme işlemi gibi zaman kayıplarına gerek kalmaz.

Üretilen mal ve eşyalar stok olarak depoya yerleştirilmeden paketler ile ambalajlanır ve kategorilere ayrılır. Böylece bu mallar, malların ticaretini yapacak firmalara ya da müşterilere direkt olarak gönderilir. Tedarik zincirinin büyük bir bölümünde kullanılan ek iş gücünün ortadan kalkmasını sağlayan bu sevkiyat sayesinde firmaların maliyet oranlarında ciddi bir düşüş görülür. Bu durum hem malın fiyatının düşmesine hem de lojistik işleminin daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde ilerlemesine neden olur. Bu sevkiyat ile envanter tutulması, depolama işlemleri, sayım işlemleri ve benzeri birçok işleme gerek kalmadan tedarik zinciri kurulmuş olur. Özellikle büyük ölçekli firmaların tercihi olan bu yöntem başka birçok avantaj sağlamaktadır.

Çapraz Sevkiyat Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Neler?

Çapraz Sevkiyat Sırasında Dikkatli Bakan Mühendis

Cross docking yönteminin farklı çeşitleri vardır. Bazı malların yapıları gereği çapraz sevkiyat yönteminde uygulanan aşamalardan bazılarının yeri değişebilir. Örneğin gıda maddelerinin lojistiği sağlanıyorsa bu gıda maddelerinin sevkiyatı esnasında gıda maddelerini koruyucu bazı ek işlemler gerekebilir. Dondurulmuş ya da şoklanmış hazır gıdaların sevkiyat esnasında uygulanan işlemler sırasında hava sıcaklığının ayarlanması gibi. Bu gibi farklılıklara rağmen çapraz sevkiyat işlemleri genelde benzer aşamalar ile gerçekleşir.

Sevkiyat işlemleri esnasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. İşlemlerin aksamaması sevkiyatı sağlanacak mallara zarar verilmemesi için dikkat edilmesi gereken ilk husus, üretici firmanın çapraz sevkiyatın gerçekleşeceği yeri net bir şekilde belirlemesidir. Bu yer belirlendikten sonra dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus da çapraz sevkiyatı gerçekleştirecek olan sevkiyat operatörünün ayarlanması ve sevkiyat detaylarının operatöre açık ve net bir biçimde aktarılmasıdır. Çapraz sevkiyatın güvence ile zamanında gerçekleşmesi için sevkiyat operatörünün sevkiyattan daha önce ayarlanması tavsiye edilmektedir. Bu temel hususlardan sonra dikkat edilmesi gereken diğer noktalar şunlardır:

  • Çapraz sevkiyat sırasında hem tedarikçi firma gem de alıcı firma detaylı bilgiye sahip olmalıdır. Sevkiyat esnasında yapılan en büyük hatalardan biri sevkiyat sürecinin tedarikçi firmaya bırakılması olmaktadır. Sevkiyat esnasında bir problem yaşanmaması ve sevkiyatın belirtilen zamanda sağlanması için hem tedarikçi hem de alıcı firma sevkiyat sürecinde aktif rol oynamalıdır.
  • Sevkiyat esnasında tedarikçi firma ile alıcı firma arasındaki iletişimin güçlü olması gerekir. Çapraz sevkiyat yapılırken yaşanabilme ihtimali bulunan problemlerin hızlıca çözüme ulaşabilmesi için bu iletişimin kopuk olmaması gereklidir.
  • Çapraz sevkiyat işlemlerinin verimli bir şekilde gerçekleşmesi için, bu sevkiyatın tüm süreçlerinde rol oynayacak bir operasyon ağı kurulmalıdır. Bu operasyon ağının birimlerinin belirli görev ve sorumluluklar alması gerekir.
  • Çapraz sevkiyat sürecinin son aşamasında, sevkiyatı gerçekleştirilen malların satılmasından sonra stok güncellemeleri yapılması da son derece önemlidir. Stokların güncel tutulması verilen siparişlerin aksamasına ve envanter tutulmasında negatif etki yaratabilir.
  • Çapraz sevkiyat sırasında bir operasyon ağının kurulması gerekliliğinden bahsedilmişti. Bu operasyon ağı genel olarak karışık operasyon ağı olarak adlandırılır. Karışık operasyon ağının çeşitli birimlerinde görev alacak kişilerin sevkiyat konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahip olması gerekmektedir. Bu kişilerin yeterli ve donanımlı olması sevkiyatın verimliliğini arttırmada etkili en önemli faktörlerden biridir. Sevkiyat esnasında yaşanabilecek teknik aksaklık ve problemlere karşı iyi bir yönetim sağlayabilecek, ani karar alma konusunda başarılı ve stres yönetimi bulunan idari personelin varlığı çapraz sevkiyatın hızlı bir biçimde gerçekleşmesini sağlar.
  • Çapraz sevkiyat esnasında kullanılacak tüm ekipmanların eksiksiz olması ve sorunsuz bir biçimde çalışması gereklidir. Ekipman probleminin yaşandığı sevkiyatlarda mallara zarar gelebileceği gibi dış koşullar da sevkiyat süresini uzatabilir. Bunun önüne geçmek için sevkiyat için gerekli olan ekipmanların sağlanması ve bu ekipmanların düzenli bakımlarının gerçekleşmesi gereklidir.

Çapraz Sevkiyat Avantajları Nelerdir?

Çapraz sevkiyat günümüzde en sık kullanılan sevkiyat yöntemlerinden biridir. Hem tedarikçi hem de alıcı firmaya büyük avantajlar sağlayan bu sevkiyat yöntemi dünya genelinde isim yapmış, büyük kurumsal firmaların tercih ettiği bir sevkiyat türüdür. Bu sevkiyat türünün sağladığı avantajlar şunlardır:

  • Çapraz sevkiyat sayesinde maliyet oranında düşüş sağlanır. Sevkiyatın maliyet oranında düşüş sağlamasının en büyük nedeni depolarda yapılan işlemleri azaltması ve dolaylı olarak iş gücü ihtiyacını sınırlı tutmasıdır. Üretimden çıkan malların hemen ambalajlanarak kategorize edilmesi çalışacak işçi sayısını azaltmakta ve tedarik zincirinin daha hızlı bir biçimde kurulmasını sağlamaktadır.
  • Çapraz sevkiyat ile depo ihtiyacının ortadan kalkması yerden tasarruf edilmesini olanaklı kılar. Firmaların depo kirası, depo güvenliği ya da depo temizliği gibi kalemlerden kurtulmasını da sağlar.
  • Çapraz sevkiyat sayesinde depo ihtiyacının ortadan kalkması depoda tutulan malların karşılaşacağı riskleri de ortadan kaldırır. Çeşitli sebeplerden oluşabilecek yangınlar, malların depoda bozulmaya başlaması, düşük ya da yüksek sıcaklık gibi sebeplerden dolayı malların zarar görmesi gibi olumsuzlukların oluşması da çapraz sevkiyat ile önlenmiş olur.
  • Çapraz sevkiyat ile tedarik zincirinin hızlıca kurulması, ticaretin diğer aşamaları için de olumlu gelişmelere zemin hazırlar. Hızlı tedarik zinciri sayesinde kolay satılan mallardan elde edilen kar firmalara daha hızlı bir biçimde ulaşır. Bu da işçilerin ödemelerinin kolaylıkla gerçekleşmesini sağlar ve maaş ödemesi gecikmesi gibi üretimi olumsuz etkileyecek durumların önüne geçilmiş olur.
  • Firmaların karlılık oranları yükseltmede etkili olan, sevkiyatın hızlı ve sorunsuz bir biçimde gerçekleşmesini sağlayan çapraz sevkiyat ile firmaların büyüme süreçleri de hızlanır.

Esalco Lojistik, sevkiyat konusunda deneyimli ve donanımlı ulan uzman personeli sayesinde, tüm cross docking işlemlerinizin titizlik içerisinde ve hızlı bir biçimde gerçekleşmesini sağlar. Çapraz sevkiyatın tüm detayları ile sağlanması ile rekabet avantajı kazanmanızı hedefleyen Esalco Lojistik ile mallarınızı gönderilecekleri adrese tam zamanında teslim edebilirsiniz. Tüm lojistik işlemlerinizde en güvenli çözüm ortağınız Esalco ile lojistik hizmetlerinizin masraflarını da azaltabilirsiniz.

 

İlginizi Çekebilir: Cross Trade Taşımacılık Nedir?


guvenli-tasimacilik-1200x658.jpg

Basit şekilde anlatım yoluna gidildiğinde; bir ürünün ya da malın istenilen zamanda, talep edilen miktarda, istenilen noktada olma durumu olarak tanımlayabileceğimiz lojistik faaliyetler; tanımındaki bu basitliğe uymayan, farklı bileşenlerin, farklı kişi, organizasyon ve ekiplerin, farklı ekipman, araç-gerecin, bir sürü prosedürün, yasal işlemin ve şu anda sayamayacağımız kadar çok unsurun bir araya gelmesi koşulu ile sağlanan bir organizasyonlar bütünüdür. Bu kadar çok bileşenin bulunduğu bir organizasyon yapısı içerisinde de ortaya çıkacak pek çok riskten, bu risklerin öngörülmesi gereksiniminden ve bu riskleri ortadan kaldırabilecek birçok güvenlik önleminden bahsetmek mümkündür.

Lojistik sektöründeki güvenlik koşullarını iki açıdan ele almak mümkündür. İş sağlığı, kalite standartları ve iş güvenliği önlemlerini bir yaklaşım grubu olarak değerlendirirken, operasyonel süreçlerde ihtiyaç duyulan ve taşınan ürünün / yükün bir noktadan diğerine güvenle ulaştırılması esnasında doğabilecek riskleri minimuma indirilmesi için yapılması gereken taşımacılık sigortası, sözleşme ve genel güvenlik tedbirlerini ise ikinci bir yaklaşım grubu olarak değerlendirmek mümkündür.

Lojistik süreçlerin yönetimini ve işleyişini sağlayan ve farklı birimlerde görev yapan çalışanların iş yerlerindeki fiziki ve çevresel koşullar sebebiyle maruz kalabilecekleri herhangi bir sağlık ve güvenlik sorununun ele alındığı ilk bölüm ISG olarak tanımlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği” kapsamında değerlendirilen bölümdür. ISG, çalışanların sadece fiziksel koşullarını değil, sosyal ve mental açıdan da uygun koşullarda çalışmasını hedefler ve bu standartları ortaya koyar. Çoğu sektörde olduğu gibi insan emeğinin fazlasıyla öne çıktığı lojistik sektöründe de konu meslek etiği, insani değerler ve iş kalitesinin sağlanması açısından ele alındığında, çalışanların sağlığı, güvenliği ve mutluluğu fazlasıyla önem teşkil etmektedir. İş kazalarının, meslek hastalıklarının önlenmesi ve çalışan her bireyin güvenli, huzurlu, sağlıklı bir ortamda çalışabilmesi için firmalar konuyu hukuki düzenlemelerle güvence altına almakta ve ISG koşullarını sağlamak için özel denetim mekanizmaları geliştirmektedirler.

İş sağlığı ve güvenliği koşulları her ne kadar lojistik alanında faaliyet gösteren firmalar açısından hayati önem taşısa da mevcut yazımızın içerisinde bu konu ile ilgili detaylara çok fazla yer vermeyeceğiz. İçeriğimizi daha çok ikinci yaklaşım olarak tanımladığımız operasyonel önlemler ve güvenlik koşulları boyutunda derinleştireceğiz.

 

Lojistik Sektöründeki Riskler

Lojistik Sektöründeki Riskler

Tüm sektörün global çapta birbirine bağlı olduğu bu dev lojistik yapılanma içerisinde birtakım risklerin olması ve bu risklerin aşırı yüksek maliyetler doğurması kaçınılmazdır. Bazen insan hatası bazen de global düzeyde gerçekleşen büyük krizler, afetler, siyasi koşullar sebebiyle ortaya çıkan bu risklerin tamamı öngörülebilir olmasa da sonuçlarına karşı hazırlıklı olabilmek için baştan önlem alınması bir gerekliliktir.

Lojistik sektöründe karşılaşılabilecek riskleri en yalın şekilde sınıflandıracak olursak:

  • Finansal riskler (Likit yönetimi, kredibilite, hazine yönetimi, kontrat denetimi… vb.)
  • Stratejik ve politik riskler
  • Operasyonel riskler (Kargo hasarları, sabotaj, depolama ve elleçlemeden doğan hasarlar, araç ve ekipman güvenliği, hava koşulları ve iklimsel riskler… vb.)
  • İnsan kaynağı riskleri (Çalışan uyumu, işe alma süreçleri, çalışan güvenliği, tedarikçi yönetimi, yasal düzenlemeler… vb.)
  • Tabii afetler, kazalar, terörizm, savaş, grev, kargaşa, ayaklanama olarak sıralamamız mümkündür.

Tüm bu risklerin yaratabileceği olumsuz koşullardan etkilenmemek ya da meydana gelen durumdan en az hasarla kurtulabilmek için lojistik faaliyetlere özel sigortalardan faydalanmak kaçınılmaz bir gerekliliktir ve bu sebeple taşımacılık sigortası konusu, sektörel anlamda alınması gereken güvenlik önlemlerinin başında gelmektedir.

 

Lojistik Sektöründe Kullanılan Sigorta Türleri

Aynı konu başlığı altında yer almalarına rağmen farklı alanlara hitap eden ve farklı amaçlarla kullanılan 3 farklı nakliye sigortası türü bulunmaktadır.

  1. Emtia Nakliyat Sigortaları
  2. Sorumluluk Sigortaları
  3. Tekne Sigortaları

Emtia Nakliyat Sigortaları: Havayolu, karayolu, denizyolu veya demiryolu kullanılarak bir ürünün / yükün / malın bir noktadan diğer bir noktaya ulaştırılması esnasında karşılaşılabilecek herhangi bir tehlikeden dolayı meydana gelebilecek tüm hasarlara karşı teminat sağlayan sigortalara emtia sigortası denilmektedir.

Sorumluluk Sigortaları: Taşıyıcının sorumluluğu altındaki konuların kapsamına giren riskleri teminat altına almak amacıyla yapılan sorumluluk sigortalarının hem yurt içindeki faaliyetleri kapsayan türü (Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortaları), hem de uluslararası lojistik faaliyetleri kapsayan (CMR) türü bulunmaktadır.

Tekne Sigortaları: Lojistik sektöründe kullanılan her türlü deniz aracının başına gelebilecek sıkıntılı durumları ve denizlerde / nehirlerde meydana gelebilecek tehlikeli koşullar sonucunda oluşabilecek hasarları teminat altına alan ve bu amaçla yapılan taşımacılık sigortası kapsamındadır.

 

Lojistik Hizmet Sözleşmesi ve Uluslararası Taşıma Anlaşmaları

Lojistik sektöründe güvenlik önlemleri kapsamında değerlendirilebilecek bir diğer konu da lojistik hizmet sözleşmesi ve uluslararası taşıma anlaşmalarıdır. Tüm bu sözleşme ve anlaşmalar, gerçekleştirilen lojistik operasyonların koşullarının baştan belirlenmesine ve yapılan işi zedeleyebilecek, yoruma açık herhangi bir hususun oluşmamasına yardımcı olmaktadır.

Lojistik alanında faaliyet gösteren firmaların attıkları her adımı kapsayacak lojistik hizmet sözleşmesi ve anlaşmalar yapmaları, bu sözleşme ve anlaşmaların kapsamlarını çok iyi değerlendirmeleri ve eksiksiz şekilde düzenlemeleri, lojistik faaliyet gösterdikleri ülkelerin kanunlarını, prosedürlerini, uyguladıkları yaptırımları çok iyi bilmeleri, lojistik faaliyetlerin taraflarının kapsam ve sorumluluklarını belirleyen anlaşma ve sözleşmelerin içeriklerini kusursuz şekilde belirlemeleri hayati önem taşımaktadır.

 

Lojistik Operasyonlara Yönelik Alınması Gereken Tedbirler

Lojistik operasyonlar birbirleri ile benzerlikler gösterse de aslında her biri kendine özeldir. Her bir operasyonun koşulu, içeriği birbirinden farklıdır. İki lojistik faaliyet arasında tüm koşullar birbirine benziyor gibi görünse de her şeyden önce “zaman” en değişken faktördür ve zamanın getirisi çok iyi hesaplanmalıdır.

Bir diğer açıdan bakıldığında her bir lojistik operasyonda farklı taşımacılık servislerinden faydalanılmaktadır. Temel olarak denizyolu, havayolu, karayolu ve demiryolundan oluşan her lojistik servis hizmetinin tabiatı, koşulları da birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi şartlarına uygun güvenlik önlemlerinin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Karayolu taşımacılığında kullanılan güvenlik tedbirleri en çok tehlikeli madde taşımacılığını kapsamaktadır. Taşınması esnasında can, mal kaybına ve çevresel sorunlara sebep en yüksek oranda olabilecek taşımacılık türlerinden biri olan tehlikeli madde taşımacılığında, uyulması gereken kurallar ve alınması gereken önlemler farklı konvansiyonlar ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmıştır. Bu alanda faaliyet gösteren lojistik firmaların, bu kuralları harfiyen uymaları gerekmektedir.

Proje taşımacılığı alanında da taşınan yükün yapısından kaynaklanan risklerin planlanması ve her adımın titizlikle hesaplanarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Kısaca HSE olarak belirtilen ve uluslararası standartlar ile sınırları belirlenen “Health, Safety, Enviroment” önlemleri ile gerçekleştirilen lojistik operasyonun riskleri minimuma indirilmeli, güvenlik koşulları maksimize edilmelidir.

Tüm bu güvenlik tedbirleri havayolu ve denizyolu konteyner taşımacılığında da kendi tabiatlarına uygun şekilde oluşturulmuştur. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların ve bu firmaların deneyimli ekiplerinin de bu prosedürleri bilmeleri ve buna göre hareket etmeleri gerekmektedir.

Tüm bunlara ek olarak lojistik sektörünün olmazsa olmazı depo alanları da güvenlik önlemleri kapsamında ele alınmalıdır. Özellikle depodaki ürünlerin elleçlenmesi esnasında iş kazaları meydana gelebilmektedir. Hem çalışan sağlığının korunması hem de ürünlerin hasar görerek maddi kayıp yaşanmaması için depolarda görev yapan kişilerin bilinçli ve eğitimli olmaları gerekmektedir.

Tüm bu koşulları genel olarak değerlendirdiğimizde, farklı bileşenlerden meydana gelen ve bunun sonucunda da çok farklı risk grupları barındıran lojistik sektöründe sayısız güvenlik tedbirlerinin var olduğunu görmekteyiz. Sektörde faaliyet gösteren firmaların bu riskleri eksiksiz şekilde öngörmeleri ve her bir adımı hesaplayarak ilerlemeleri oldukça önem teşkil etmektedir.

 

İlginizi Çekebilir: Çapraz :Sevkiyat Nedir? Çapraz Sevkiyat Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Neler?


proje-ve-agir-yuk-tasimaciligi-1200x494.jpg

Birçok farklı bileşene sahip olan ve bu bileşenlerin her koşulda uyum içerisinde çalışmasını gerektiren lojistik sektöründe, müşterinizin ya da yükün ihtiyaç duyduğu kusursuz her çözüme farklı farklı gidiş yollarından ulaşmanız mümkündür. Sektöre özel bu ayrıcalıklı durum bilhassa proje taşımacılığında çok daha ön plana çıkmaktadır. Standart dışı olarak tanımlanan; ağır, havaleli, hacimli yüklerin bir noktadan başka bir noktaya taşınması esnasında kullanılan standart dışı taşıma yöntemlerinin uyum içerisinde bir araya getirilmesi olarak tanımlanabilecek “proje taşımacılığı”, tam da bu standart dışı koşulları ve komplike yapısı gereği belki de uzmanlığa ve titiz planlamaya en çok ihtiyaç duyan lojistik hizmetlerden biridir.

Zamanın belirleyici rol oynadığı proje taşımacılığında amaç her zaman, ağır, havaleli, hacimli olarak tanımlanan standart dışı yüklerin, belirlenen zamanda, belirlenen lokasyona hasarsız ve sorunsuz şekilde ulaşımının sağlanmasıdır. Bahsi geçen yük, sınırları belirlenemeyen, standart ekipmanlarla ya da lojistik araçlarla kolaylıkla taşınamayan bir yapıda olunca, bu yükün lojistik yolculuğunun detaylı şekilde, adım adım, bütün olasılıklar hesaplanarak planlanması zorunluluk halini almaktadır. Tüm bu sebeplerle de lojistik sektöründe proje taşımacılığı, oldukça ilgi çeken ve içinde bol miktarda başarı ve deneyim hikayesi barındıran bir servis halini almaktadır.

 

Proje Taşımacılığında İhtiyaç Duyulan Ana Unsurlar

Lojistik; hataların, yanlış hesaplamaların, planlama eksiklerinin kolay tolere edilemediği, yaşanan aksaklıkların çok ciddi ekonomik kayıplara sebep olabileceği bir sektördür. Bu durum karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu gibi lojistik hizmetlerin birinin ya da kombinasyonlarının kullanılabildiği standart lojistik hizmetlerde halihazırda geçerli olurken, proje taşımacılığında çok daha öne çıkmaktadır. Bu sebeple belgelerin tam olması, izinlerin alınması, doğru ekipmanların kullanılması ve alanında deneyimli bir ekibin konuyu yönetmesi oldukça önem kazanmaktadır.

Deneyimli kadro proje taşımacılığındaki kilit noktadır. Çünkü tüm operasyonu yöneten, çözümsüz gibi görünen konuları bilgi birikimiyle çözen, olmazı oldurabilen bu deneyimli kadrolardır. Her şeyden önce, proje taşımacılığı yapacak ekiplerin, ülkelerin taşımacılık konusundaki kurallarına ve prosedürlerine tamamıyla hakim olmaları gerekmektedir. Ayrıca karayolu, denizyolu, havayolu ve demiryolu gibi tüm lojistik servislerin özelliklerini ve hizmet sınırlarını bilmeli, lojistiği tek bir yönüyle değil, bütünsel olarak değerlendirmelidir. Tüm bilgi birikimlerini bu vizyonla ortaya koyabilmeleri oldukça önemlidir.

Proje taşımacılığında ihtiyaç duyulan bir diğer önemli unsur ise, lojistik planlama içerisinde kullanılacak olan tüm ekipmanın ve araçların gabari dışı / ağır yük taşımasına uygun olmaları konusundaki gerekliliktir. Yani, proje taşımacılığı bu alan için özel olarak tasarlanmış ve üretilmiş araçlarla yapılabilmektedir. Proje taşımacılığı alanında hizmet veren firmalar, gabari dışı, ağır, hacimli yüklerin taşınmasında ihtiyaç duyulan hidrolik aks, lowbed treyler, kırkayak, yüzer sistemli, sabit ya da tekerlekli vinçlere kolaylıkla erişim sağlayabilmelilerdir.

Doğru ekipman ve doğru ekiple birlikte tüm güzergah ve yol analizleri yapılmalı, veriler doğru değerlendirilmeli, zaman yönetimi ve mühendislik planlamaları eksiksiz şekilde yapılmalıdır. Yükün ilerleyeceği güzergâh üzerinde bulunan tüm tünel, köprü, geçit, kavşaklar önceden değerlendirilmeli, yolun eğimi hesaplanmalı ve projenin planı buna göre çıkartılmalıdır.

 

Proje Taşımacılığı Kapsamında Değerlendirilmesi Gereken Yükler

Gabari dışı olarak da tanımlanabilen, ağırlık, hacim, ebat açısından standartların dışında kalan yüklerin proje taşımacılığı kapsamında değerlendirileceğini yazımızın başında belirtmiştik. Bu tanımı detaylandıracak olursak -verdiğimiz örnekler tamamını kapsamasa da- aşağıdaki şekilde sıralama yapabilmemiz mümkündür;

  • Makine, makine parkurları, teçhizat
  • Rüzgar, buhar ve gaz türbinleri
  • Doğalgaz, termik, hidro elektirik, baraj, mobil santraller
  • Fabrika, üretim tesisi ekipmanları
  • Boru hatları
  • Raylı sistemler
  • Rafineri ve petrokimya tesisleri
  • Transformatör, kondansatör ve ısı kazanları
  • Tanklar ve basınç ekipmanları
  • Kurutucular ve baca fırınları
  • Yatlar

 

Yukarıda sıraladığımız ve genel olarak gabari dışı olarak tanımlanabilecek ürün gruplarının yanı sıra; afet lojistiği kapsamına giren gıda, ilaç, ihtiyaç taşımaları / dağıtımı da özel planlama gerektirmesi ve olağanüstü koşullarda gerçekleştirilmesi sebebiyle proje taşımaları kapsamında ele alınmaktadır.

Bilinmesi gerekmektedir ki, hiçbir proje taşıması bir diğeri ile bire bir aynı yapıya sahip değildir. Elbette ki her proje, tecrübe açısından bir diğerine ışık tutmaktadır ancak sonuçta her biri kendi içerisinde ayrıca ele alınmalı, titizlikle kurgulanmalıdır. Proje taşımacılığındaki çoğu ürün maddi değeri yüksek, yedeği bulunmayan ya da güçlükle bulunan ürünlerdir. Dolayısıyla hasar görmesi ya da kayba uğramasında doğacak sıkıntı oldukça büyük olacaktır. Bu sebeple projenin risk yönetimi mutlaka yapılmalı, sigortadan yararlanmak proje taşımacılığının vazgeçilmez unsuru olmalıdır.

 

Proje Taşımacılığında Çevre Güvenliği ve Alınması Gereken Önlemler

Proje Taşımacılığında Çevre Güvenliği

Proje taşımacılığında hem taşınan yükün, hem taşımayı yapan ekibin hem de çevresel faktörlerin güvenliğinin sağlanması oldukça önemlidir. Lojistiği sağlanacak olan bu özel yükler, genellikle taşıma araçlarında bulunan özel bağlama yöntemleri ile güvence altına alınmaktadır. Ayrıca yüklerin ambalajı da hem yükün yapısı, hem olası prosedürlerin belirlediği teknik özellikler hem de çevresel faktörler göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Bazı durumlarda yüke özel ekipmanların tasarlanması gerekebilmekte, bazı durumlarda ise taşıma için özel yolların, köprülerin, yan yolların bile inşa edilmesi gerekebilmektedir. Proje taşımacılığında lojistiği sağlanacak olan yükün, çevreye ya da araç trafiğine zarar vermeden planlanması hayati bir zorunluluktur. Proje lojistiğinde kısaca HSE olarak tanımlanan “Health, Safety, Enviroment” tedbirleri devreye sokulmalı, güvenlik prosedürleri harfiyen yerine getirilmelidir. Hatta, proje lojistiğinde kullanılan tüm araç gereci ve ekipmanı kullanan kişiler de özel eğitimlerden geçmeli, gerekli görülen sertifikalara sahip olmalı, aldıkları eğitimleri belirli aralıklarla tekrar ederek kendilerini her zaman güncel tutmalıdırlar.

Karayolu taşımalarında ya da sürecin karayolu taşıması kapsamına giren bölümünde taşıma aracının önünde ve arkasında yol gösterici kılavuz araçların bulundurulması, renkli /ışıklı uyarı ekipmanlarının monte edilmesi, araçlarda “dikkat uzun ve geniş araç” yazılı tabelaların asılması kanuni bir gerekliliktir. Gidiş-gelişli yollarda taşıma aracına refakat eden eskort araçların 50 metre mesafeden aracı takip etmeleri, çift şeritli yollarda ise bu mesafeyi 30 metreye kadar düşürmeleri gerekmektedir. Köprü geçişlerinde ise aracın girişte durması, gerekli kontrolleri yapması ve köprüde saatte 5 km ve altında seyir halinde bulunması önemlidir. Yüklü araçlar köprülerde seyir halindeyken aynı anda köprüden başka araçların geçmesine engel olunmalıdır. Tünel geçişlerinde ise tünelin mevcut yüksekliğine göre low bed olarak tanımlanan küçük tekerli araçların kullanılması gerekmektedir.

Bütün bunlara ek olarak, proje lojistiği yapan araçlar ayrıca trafikte seyir halindeyken saatte 30 km hız limitini de aşmamalı, gece seyir halinde bulunmamalı, sadece gündüz saatlerinde ve hava aydınlıkken yol almalıdır.

 

Proje Taşımacılığında Kullanılan Lojistik Servisler

Proje taşımacılığı elbette tüm lojistik servisler kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Ancak tabii ki ağır, gabari dışı ve hacimli yüklerin taşınmasına imkân tanımadığı için havayolu taşımacılığı çoğu zaman bu kapsamın dışında kalmaktadır. Ancak yine de havayolunda proje taşımacılığına özel tasarlanan Dev Antonov veya Hercules uçakları kullanılabilmekte, bu sayede ihtiyaç duyulduğu takdirde havayolunda da ekonomik ve avantajlı yöntemler geliştirilebilmektedir. Bu sistemle taşınacak malzemelerin montaj ve demontaj işlemlerinin önceden yapılması önemlidir.

Denizyolu ve nehir yolu ise hacimli ve ağır yüklerin taşınması konusunda oldukça esnek çözümler sunmaktadır. Çünkü su üzerinde taşınan yüklerde herhangi bir ebat ve/veya ağırlık kısıtlaması bulunmamaktadır. Ancak denizyolu ile gerçekleştirilecek proje taşımalarında da, yükleme ve boşaltma limanlarının yapıları önem kazanmaktadır. Bu sebeple planlama yapılmadan önce liman yapıları ve özellikleri titizlikle incelenmeli, limanlarda bulundurulması gereken yüksek taşıma kapasiteli ve mobil vinçlerin temininde herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır.

 

Proje Taşımacılığının Ayrıcalıkları

Proje taşımacılığı başlı başına bir ekip işidir. Ve bu alanda hizmet veren ekipler alanında uzman, iletişim becerileri ve koordinasyonları yüksek, planlama becerileri kuvvetli insanlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla bu tarz ekiplere sahip lojistik servis sağlayıcıların deneyimleri, sektörel tecrübeleri de oldukça yüksek olarak algılanmaktadır. Ve elbette bir lojistik servis sağlayıcının proje taşımacılığı konusundaki hâkimiyeti, ona sektörde ciddi anlamda rekabet avantajı sağlamaktadır.

 

İlginizi Çekebilir: Parsiyel Taşımacılık Ve Avantajları


denizyolu-tasimaciligi-1200x533.jpg

Lojistik alanında dört ana taşımacılık faaliyetinin içerisinde kapasite ve tercih edilebilirlik açısından ilk sırada yer alan denizyolu lojistiği, herhangi bir yükün, ürünün ya da malın gemilere yüklenerek, denizyolu kanalıyla belirlenen lokasyona ulaştırılması olarak tanımlanmaktadır. Tüm taşımacılık modlarının içerisinde, özellikle yüksek miktardaki yüklerin, en uzak mesafeye, ekonomik ve güvenli şekilde ulaştırılması konusunda öne çıkan denizyolu taşımacılığı, özellikle denize kıyısı olan ülkelerin vazgeçilmezidir.

Denizyolu lojistiği, taşımacılık modları içerisinde ekonomiklik açısından ikinci sırada yer alan demiryoluna oranla 3,5, hemen onu takip eden karayoluna oranla ise 7 kat daha ucuzdur. Yakıt tüketimi olarak değerlendirildiğinde ise, karayolundan 4, demiryolundan 2 kat daha avantajlıdır. Tüm bunlar, göz ardı edemeyeceğimiz kritik ekonomik unsurlardır.

Denizyolu lojistiğine ihtiyaç duyulmasına sebep olan en önemli kavram “deniz ticareti”dir. Bir ülkede deniz ticareti söz konusuysa ya da o ülkenin coğrafi koşulları, farklı ülkelerin deniz ticaretine aracılık yapacak konumdaysa denizyolu lojistiğine olan ihtiyaç daha da otomatik olarak artmaktadır. Deniz ticareti; nakliye aracı olarak büyük gemilerin kullanıldığı, aktarmaların büyük limanlardan sağlandığı, sektörel teknolojik yatırımlara ihtiyaç duyan, kapsamı oldukça geniş ekonomik faaliyetler bütünü olarak tanımlanabilir.

Deniz ticaretine konu olan sanayi hammaddelerinin, fazla miktarda ve tek seferde, önceden belirlenen lokasyona ulaştırılabilmesi ulusal ve uluslararası ticarette rekabet avantajı sağlamaktadır. Özellikle son yıllarda global çapta ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği, ülkelerin ekonomik işlevlerini geliştirmeye çalıştıkları, limanların genişlediği, denizciliğin öneminin arttığı ve sektöre yatırımın hızlandığı bir dönemde, denizyolları üzerindeki hakimiyetin geliştirilmesi de oldukça önem teşkil etmektedir. Bugün küreselleşmenin ve deniz ticaretinin birbirine paralel şekilde geliştiklerini ve birbirlerinden faydalanarak ivmelendiklerini söylemek gayet mümkündür.

Öte yandan, son yıllarda tüm dünyada teknoloji anlamında yaşanan gelişmeler, denizyolu lojistiğinde de etkisini göstermeye başlamış ve dijitalleşme süreci, denizyolu lojistiğine önemli bir katma değer sağlamıştır. Limanlardaki ve gümrük noktalarındaki yük trafiğinin çok daha rahat kayıt altında tutulması, istenildiğinde çok daha kolaylıkla ulaşılabilir olması, ithalat-ihracat işlemlerinin hızlanması, süreçlerin çok daha rahatlıkla takip edilebilir hale gelmesi, sektörü oldukça rahatlatmış, verimini artırmıştır.

Bugün, uluslararası ticaretin %80’inin deniz taşımacılığı üzerinden ilerlediğini söylemek mümkündür. Bu %80’lik dilimin içinde kuru yük, roll-on / roll-off, genel kargo ve konteyener gibi farklı segmentler yer almaktadır. Bu segmentlerin içerisinde şüphesiz en gelişmiş yapılanma konteyner taşımacılığına aittir. Denizyolu taşımacılığında konteyner sistemine geçilmesi, sektöre ciddi bir ivme kazandırmış, denizyolu taşımasının zamanlama konusundaki dezavantajlını tamamıyla geri planda bırakmış, ürünlerin güvenli, hasarsız ve en ekonomik şekilde ulaştırılabilir hale gelmesi denizyolu lojistiğinin cazibesini kat be kat artırmıştır.

Denİzyolu Taşımacılık Türleri

Denizyolu Ticaret Gemisi

Denizyolu lojistiği kendi içindeki değerlendirme kriterlerine göre farklılıklar göstermektedir. Sefer türlerine göre ele alındığında;

  • Düzensiz (Tramp) Taşımacılık
  • Düzenli (Liner) Taşımacılık

şeklinde iki ayrı grupta değerlendirilebilen denizyolu taşımacılığı; yük ve gemi çeşitlerine göre ele alındığında ise;

  • Tanker Taşımacılığı
  • Ro – Ro Taşımacılığı
  • Konteyner Taşımacılığı
  • Kombine Taşımacılık
  • Dökme Yük Taşımacılığı

olarak sınıflandırılabilmektedir. Her birinin dinamikleri kendi içinde değişmekle birlikte, aslolan yükün ihtiyaç duyduğu düzenlemenin yapılabilmesi ve sonunda denizyolu taşımacılığının avantajlarının maksimumda yaşanabildiği bir planlama ile uluslararası ticari faaliyetlerin zenginleştirilebilmesidir.

 

İlginizi Çekebilir: Navlun Nedir Ve Nasıl Hesaplanır


dagitim-lojistigi-1-1200x800-1.jpg

Perakende sektörünün alıcıları ile üretici ya da tedarikçi firma arasındaki ürün ve hizmet akışını sağlayan, düzenleyen lojistik hizmetler “dağıtım lojistiği” olarak tanımlanır. Burada alıcı olarak belirtilen hedef; farklı bir şirket, bir mağaza ya da nihai tüketici olabilir. Ancak tanımlanan alıcı kim olursa olsun, her durumda ürünün çıkış ve varış noktası arasında nakliye, pazarlama, depolama gibi pek çok farklı unsur bulunur. İşte dağıtım lojistiği tüm bu unsurları ve unsurlar arasındaki süreç yönetimini kapsayan bir lojistik hizmetler bütünüdür.

Dağıtım lojistiği hizmetini basite indirgeyerek süreci yalnızca “ürünün dağıtımının gerçekleştirilmesi” olarak tanımlamak büyük bir yanılgıdır. Sonuçta en temel fonksiyonlarından biri olsa da bu alandaki lojistik hizmetleri yalnızca dağıtım servisinden ibaret saymak, bütünün doğru şekilde algılanamamasına ve konunun basitleştirilmesine sebebiyet verir. Konuyu detaylandıracak olursak; dağıtım lojistiğinde en büyük hedef aslında ürünü üreticiden tüketiciye en kısa sürede ve en düşük maliyetlerle ulaştırabilecek doğru planlamayı yapabilmektir. Ancak bu planlamayı yaparken tedarikçinin ve tüketicilerin beklentilerini de maksimum seviyede karşılayabilmek önemlidir. Dolayısıyla müşteri odaklı yaklaşım ve her iki muhatabın da karşılıklı memnuniyeti dağıtım lojistiğinin vazgeçilmez öncelikleri arasında yer almaktadır. Süreçlerin en düşük maliyetlerle doğru şekilde yönetilmesinin yanı sıra, ürünlerin zamanında ve hasarsız şekilde tüketici ile buluşturulması da büyük önem teşkil etmektedir. Bu durum dağıtım lojistiğinde “dağıtım” fonksiyonunun dışında uzmanlık, süreç yönetimi ve planlama gibi yetkinliklerin ön plana çıkmasına sebep olmaktadır.

Dağıtım Lojistiğinin Temel Unsurları Nelerdir?

Dağıtım Lojistiğin Temel Unsuru

Dağıtım lojistiğinin temel unsurları şu şekildedir.:

Üretici/tedarikçi firma ile tüketici/mağaza arasındaki ürün dağıtımını gerçekleştirirken;

• Ürünlerin ihtiyaçlarına ve doğasına uygun şekilde paketlenmelerini sağlamak
• Gerekli kontrolleri yaparak ürünlerin depolanması için uygun alanlar belirlemek
• Ambalaj ve ürün özelliklerine uygun taşıma aracının teminini sağlamak
• Sipariş verme, teslimat ve diğer süreçleri etkili biçimde yönetmek
• Lojistik ve üretim birimleriyle koordinasyon ve iş birliği içinde olmak
• Tüm bu bileşenleri göz önünde bulundurarak ürünün çıkış noktası ve varış noktası arasındaki ağı doğru şekilde örüp, optimum maliyetlerle en doğru lojistik planlamayı sağlamak

Dağıtım lojistiği kavramı 2 kategori altında incelenebilir:

Doğrudan Dağıtım

Herhangi bir ürünün üreticiden tüketiciye direkt gönderilmesi faaliyeti, doğrudan dağıtım olarak tanımlanmaktadır. Bu dağıtım kategorisinin merkezinde üründen sonra tüketici yer almaktadır. Organizasyonun içinde satış personeli önemli bir rol oynamaktadır. Tüketiciye yönelik kredi, teknik destek, satış sonrası hizmetler ön plandadır. Pazarda sıklıkla başvurulan bir dağıtım sistemidir.

Dolaylı Dağıtım

Herhangi bir ürünün üreticiden tüketiciye direkt olarak değil de bayi ve toptancılar aracılığı ile ulaştırıldığı dağıtım türüdür. Dolaylı dağıtım, lojistik servis sağlayıcı açısından direkt dağıtıma oranla daha fazla bileşenin planlanmasını gerektirmektedir. Gerek yönetim anlamında gerekse ekonomik boyutta çok daha az yatırıma ihtiyaç duyulan bir kategori olan dolaylı dağıtım yöntemi, ağırlıklı olarak küçük çaptaki işletmeler için avantajlıdır.

Teknolojinin gelişimi, dijital platformlara olan ilginin artması ve 2020 yılından beri tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 pandemi süreci ile birlikte tüm dünyada e-ticaretin önemi artmış, bu alanda pazar hızla büyümüştür. Bu durum aynı zamanda dağıtım lojistiğinin de önemini artırmıştır.

Dağıtım Lojistiğinde İhtiyaç Duyulan Belgeler

Bir firmanın dağıtım lojistiği alanında faaliyet gösterebilmesi için Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen faaliyet yetki belgesine sahip olması gerekmektedir. Bahsi geçen bu yetki belgesi de firmanın gerçekleştireceği dağıtım lojistiği hizmetinin kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Bu belgeler P1 ve P2 Yetki Belgesi olarak sınıflandırılmaktadır.

P1 Yetki Belgesi

Şehir içi sınırları dahilinde dağıtım lojistiği hizmeti veren firmaların sahip olması gereken yetki belgesidir. P1 belgesi almak isteyen firmaların minimum 5 adet, 4 ya da 2 tekerlekli taşıta, 5 adet dağıtım personeline ve 100 metrekarelik depolama, mal yükleme ve boşaltma alanına sahip olmaları gerekmektedir.

P2 Yetki Belgesi

Yalnızca şehir içi ile sınırlı kalmayıp yurt genelinde dağıtım lojistiği hizmeti veren firmaların sahip olması gereken yetki belgesidir. P2 belgesi almak isteyen firmaların, minimum 30 adet taşıt bulundurmaları ve yine en az 30 adet dağıtım personeli istihdam etmeleri gerekmektedir.

 

İlginizi çekebilir:  Entegre Lojistik Nedir?


tersine-lojistik-1-1200x675-1.jpg

 

Tersine Lojistik: Dönüşüm ve İkincil Kaynakların Yaratılmasında Öncü

Son yıllarda Dünya nüfusunun hızlı ve kontrol edilemez bir şekilde artışı, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, doğal kaynakların azalması, hammadde temininde sıkıntıların yaşanması gibi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. 70’li yıllara kadar global gündemde yer almayan iklim sorunları, çevresel problemler ve sürdürülebilirlik politikası ile ilgili beklentiler, 2000’li yıllara gelindiğinde hızlı aksiyon alınması gereken, endişe verici bir boyuta taşınmıştır. Ülkelerin çevre ve sürdürülebilirlik politikalarını sadece kendi içlerinde ele almaları yeterli olmamış, bu sorunla ilgili global boyutta önlemler alınması ve konuya bütüncül şekilde yaklaşılması önem arz etmiştir.

 

Geri dönüşüm ile ilgili planlamalar da bu ortak hareketin ilk sırasında yer almaktadır. Doğal kaynakların verimli şekilde kullanılabilmesi için hammadde tüketimini azaltmak ve tekrar değerlendirilmesi mümkün olan nitelikli atıkları geri dönüştürmek, günümüz Dünyasında bir zorunluluk haline gelmiştir. Sonuçta hepimizin günlük hayatında sıkça kullandığı cam, plastik, kâğıt/karton gibi malzemelerden üretilen eşyalar, ambalajlar vb. unsurlar su, petrol,

yeraltı kaynakları, orman ve bitki örtüsü gibi doğal kaynakların işleme tabi tutulması sonucunda elde edilmektedir. Metal, hurda ve kâğıt atıklarının toplanması; cam şişe ve depozito uygulamaları uzun yıllardan beri Dünya genelinde sürdürülmekte olan geri dönüşüm faaliyetleri arasında yer almaktadır. Çünkü bahsi geçen tüm bu malzemelerin geri dönüştürülmesi, doğadan tamamıyla yok edilmesine oranla çok daha az zahmetli, çok daha az maliyetli ve aynı zamanda çok daha çevreci bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.

 

İlerleyen yıllarda nüfus artışına paralel gelişen üretim ve hammadde teminindeki sıkıntıların, çevresel sorunların ve bunların ekonomik etkilerinin lojistik olarak da bir karşılığı ortaya çıktı. Artık tanımlanabilir hale gelmiş bu global ihtiyaç, “tersine lojistik” olarak adlandırılan bir lojistik hizmet tanımının ortaya çıkmasına sebep oldu. Genel anlamda üreticiden tüketiciye doğru bir aksta ilerleyen lojistik hizmet döngüsü; konu geri dönüşüm olduğunda ters yöne ivmelenerek tüketiciden, üreticiye ya da hizmet sağlayıcıya doğru ilerlemeye başladı.

 

Tersine lojistik, bir ürünün müşteriden geri alınması ve yeniden kullanılabilir veya yeniden satılabilir hale getirilmesi sürecidir. Bu süreç, ürünlerin geri dönüşümü, iade işlemleri ve atık yönetimi gibi bir dizi faaliyeti içerir. Tersine lojistik, çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyan bir konudur. Çünkü birçok endüstride atık üretimi yaygın bir sorundur.

 

İlk olarak tekstil sektöründe başladığını söyleyebileceğimiz tersine lojistik hareketi, 1980’li yılların sonunda elektronik endüstrisine geçiş yapmış, 2000’li yıllara gelindiğinde ise geri dönüşümlü hammaddenin kullanılabileceği tüm sektörlere yayılmıştır.

Tersine lojistiğin daha profesyonel bir tanımını yapmamız gerekirse; hammadde, yarı mamul ya da nihai ürünlerin geri dönüştürmek, tekrar değerlendirmek, değer kazandırmak ya da uygun şekilde yok etmek için tüketim noktasından alınarak üretim ya da hizmet çıkışının yapıldığı noktaya doğru ulaştırılması için gerekli planlamaların yapılması, süreçlerin organize edilmesi ve tüm lojistik operasyonun gerçekleştirilmesi olarak ifade edilebilir.

 

Lojistik Deposu

Çok farklı sebeplerle bir ürünün tersine lojistiğin hizmet tanımı içine girmesi söz konusu olabilir. Örneğin, ürünün hammadde veya üretim fazlası olması ya da kalite kontrolden geçememesi geri dönüş ihtiyacı doğurabilir. Bu nedenleri alt alta sıralayacak olursak;

 

  • Teslimatının yanlış ya da hasarlı şekilde yapılması
  • Garanti kapsamındaki koşullar
  • Stok düzenlemeleri
  • Tamire ihtiyaç duyulması
  • Ürünün ya da hammaddenin farklı bir üretimde yeniden değerlendirilmesi
  • Paketleme, konteyner, palet aşamalarındaki geri dönüşler
  • Zararlı maddeler konusundaki yasal düzenlemeler sebebiyle yaşanan sorunlar
  • Ürünün sağlığa zararlı olması ya da hatalı üretimi gibi sebeplerle gerçekleşen dönüşler tersine lojistik süreçlerini başlatabilir.

Ürün geri dönüşlerini tedarik zinciri hiyerarşisine göre sınıflandıracak olursak da 3 noktada özetlememiz mümkün olacaktır.

  1. Üretim Dönüşleri: Üretim esnasında geri kazanımı gereken ürün ya da parçaların dönüş işlemleri bu grupta değerlendirilebilir. Geri dönen ürün ya da parçalar henüz üretim aşamasındayken yeniden şekillendirilir ve bu yolla tekrar üretim hattına dâhil olur. Bu akışta sağlanan iç geri dönüş ile ekonomik bir fayda yaratılmış olur. Aynı zamanda çevresel anlamda da emisyon salınımlarının azaltılması ve tehlikeli üretim atıklarının değerlendirilmesi bakımından ciddi katkı sağlanmış olur. Üretim dönüşlerini; artık hammadde, kalite-kontrol ve üretim artıkları geri dönüşleri olarak sınıflandırmak mümkündür.
  2. Dağıtım Dönüşleri: Üretilen ürünün dağıtımı esnasında ortaya çıkan geri dönüş durumu “dağıtım dönüşleri” kapsamında değerlendirilebilir. Ürünün güvenliği ya da sağlığı tehdit eden sebepler neticesinde geri çağrılması, tedarik zincirinde yer alan bir oyuncunun stoklarını yeniden düzenlemesi sonucu yaşanan dönüşler, sözleşmeye aykırı durumlar sebebiyle gerçekleşen ticari dönüşler ya da dağıtımda kullanılan konteyner, palet gibi araçlar sebebiyle yaşanan fonksiyonel geri dönüşler bu sınıflandırma içerisinde yer almaktadır.
  3. Tüketici / Kullanıcı Dönüşleri: Ürün tüketiciye ulaştıktan sonra herhangi bir sebepten ötürü dönüş yapabilir. Garanti kapsamındaki dönüşler, tüketici iadesi sebebiyle yaşanan dönüşler, tamir-yedek parça ihtiyacı ile ortaya çıkan servis dönüşleri, kullanım hatası sonucu yaşanan dönüşler ya da ürünün miadını tamamlaması sonucunda meydana gelen dönüşler bu başlık altında değerlendirilebilir.

 

Adım Adım Ürünlerin Geri Dönüşüm Yolculuğu

Tersine lojistik, ürünlerin geri dönüşümü, yeniden kullanımı veya imha edilmesi için bir dizi adım içerir. İlk adım, ürünlerin müşteriden geri alınmasıdır. Bu adım, iade işlemleri veya geri dönüşüm programları aracılığıyla yapılabilir. İade işlemleri, müşterilerin yanlış boyutta veya renkte bir ürün aldıklarında veya ürünün çalışmadığı durumlarda gerçekleşir. Geri dönüşüm programları ise ürünlerin yeniden kullanılması veya geri dönüştürülmesi için tasarlanmış özel programlardır.

İkinci adım, geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir malzemelerin ayrıştırılmasıdır. Bu adım, geri dönüşüm tesislerinde gerçekleştirilir ve malzemeler plastik, cam, metal ve kâğıt gibi farklı kategorilere ayrılır. Bu malzemeler daha sonra tekrar kullanılabilir hale getirilir veya yeniden işlenir.

Üçüncü adım, atık yönetimidir. Atık yönetimi, çevreye zararlı atıkların güvenli bir şekilde bertaraf edilmesini içerir. Bu adım, atık türüne ve ülkeye göre farklılık gösterir. Bazı ülkelerde, atıkların yakılması veya gömülmesi yasaklanmıştır. Bu durumda, atıklar geri dönüştürülebilir malzemeler olarak yeniden kullanılabilir veya yeniden işlenebilir.

Tersine lojistik, birçok endüstri için büyük önem taşımaktadır. Özellikle elektronik, tekstil ve mobilya endüstrilerinde atık yönetimi büyük bir sorundur. Bu endüstrilerde ürünlerin geri dönüşümü ve atık yönetimi için özel programlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte, tersine lojistik, tüm endüstrilerde önemli bir konudur ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir etkiye sahiptir.

 

İlginizi Çekebilir: Tehlikeli Madde Taşımacılığı

 


Esalco Logo

Esalco Lojistik olarak kurulduğumuz 2011 yılından beri en sade anlatımıyla, bir ürünü ya da hammaddeyi, bir noktadan diğer bir noktaya taşıyoruz. Kulağa çok basit gelebilir ancak biz lojistiğin basit görünümünün ardındaki derinliği çok seviyoruz. Çünkü taşıdığımız her bir ürünle ya da hammaddeyle insanlara aslında özgürlüğü, mutluluğu, teknolojiyi, ağız tadını, ilhamı, hayata dair küçük zevkleri, renkli keşifleri, zamanı taşıyoruz.

İLETİŞİM

Merkez/HQ: Altunizade Mah. Mahir İz Cad. B Blok No: 9/1B İç Kapı No: 7 Üsküdar / İstanbul
Şube/BR: Konak Mah. Badem Sok. Lotus Plaza N0:26/B D:33 Nilüfer/BURSA
Şube/BR: Çınarlı Mahallesi,Şehit Fethi Sekin Cad No.3 Sunucu Plaza B Blok K.9/901 35170 Bayraklı / İzmir.
Şube/BR: Güvenevler Mah. 1928 Sok. Ekinci Global İş Merkezi Sitesi K.14 No:5/25 Yenişehir – MERSİN.
Şube/BR: Hoşnudiye Mahallesi 746 Sok No13 D.65 Soho Business Center Tepebaşı / Eskişehir.
Sube/BR: Istanbul Havalimani Kargo Terminali Tayakadin Mah. Nuri Demirag Cad. Bina No:33 İc Kapi No:170 Arnavutkoy / Istanbul
Sube/BR: 1 rue de la Haye, 93290 Tremblay En France Paris/France
+33 647 37 63 81
contact@esalco-paris.fr
Sube/BR: Twin Towers Wienerbergstr.11 A-1120 Wien / Austria
+43 1 99460 – 5065
vienna@esalco-vienna.at
Sube/BR: SKYPARC Batiment St.Exupery Rue Constellation 67960 ENTZHEIM Strasbourg / France
+33 7 60 86 90 04
contact@esalco-strasbourg.fr
FZCO:Warehouse No FZS1AJ06 & FZS1AJ07 Jebel Ali Freezone South / Dubai / UAE
+971 4 343 4605
contact@esalco-uae.ae

Teklif Al!