Lojistik literatürüne göre birden fazla taşıma türünün entegrasyonu ile yürütülen lojistik faaliyetler genel olarak 3 ana grupta değerlendirilmektedir.
Bir yükün, bir ülkeden bir diğer ülkeye, en azı iki farklı lojistik servis kullanılarak, tek evrak, tek sözleşme ve tek sorumlu tarafından ulaştırılması “multimodal taşımacılık” olarak tanımlanmaktadır. Bir önceki yazımızda detaylı şekilde anlattığımız “kombine taşımacılık” ise, intermodal taşımacılığının içinde yer alan ancak taşımanın büyük çoğunluğunun denizyolu, iç denizyolu ya da demiryolu ile gerçekleştirildiği ve karayolu taşımacılığının işin bitişinde ya da başlangıcında konunun içine çok kısıtlı miktarda dahil edildiği bir lojistik türü ifade eder.
Bu yazımızın konusu olan “intermodal taşımacılık” ise; yükün, iki ya da daha fazla lojistik servis hizmeti kullanılarak, taşıma kabı veya taşıma aracı değiştirilmeden; lojistik servis türü değiştiğinde ise yükün kendisi yeniden elleçlenmeden yapılan lojistik faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Intermodal taşımacılıkta sözlük tanımının haricinde vurgulanabilecek en önemli nokta, sürdürülebilir lojistik süreçlerin en önemli parçalarından biri olduğudur. Multimodal taşımacılık ile arasındaki en belirgin fark ise, multimodal sistemde en az iki ülke arasında yapılan lojistik hizmetin tek bir sorumlu tarafından gerçekleştirilmesi ve bu durumun hukuki kolaylıklar sağlamasıyken; intermodal sistemde yükün tüm lojistik süreç içerisinde sadece bir kere elleçlenmesinin getirdiği avantajdır.
Intermodal taşımacılık; denizyolu, havayolu, karayoluve demiryolu gibi tüm lojistik servisler içerisinde yapılabilecek en avantajlı kombinasyonu sunmayı hedefler. Bu sayede zaman, maliyet, hız, güvenlik optimizasyonu sağlar. Taşımacılık türleri içerisinde güvenlik ve maliyet seçenekleri açısından kıyaslandığında en çok tercih edilen denizyolu lojistiği intermodal taşımacılığın da merkezinde yer almaktadır. Özellikle, denizyolu servisinin Ro-Ro gemiler kullanılarak karayolu servisi ile birleştirilmesi hem ülkelerin uyguladığı prosedürlerde hem de servis maliyetlerinde avantajlar sağlamaktadır. Intermodal taşımacılığın bir diğer önemli bileşeni ise demiryolu lojistiğidir. Intermodal lojistik sistemi içerisinde özellikle desteklenen demiryolu servisi, karayolu ile birleştirildiğinde kısa mesafeli taşımalarda esneklik, uzun mesafeli taşımalarda ise maliyet avantajı sunmaktadır. Intermodal taşımacılık sistemi içerisine havayolunun dahil edilmesi ise ağırlıklı olarak değerli yüklerin taşınmasında söz konusu olmaktadır. Havayolu ile entegrasyon sisteminin maliyetli olması göz önünde bulundurulduğunda ancak yüksek değerli ya da hızlı taşınması gereken yükler söz konusu olduğunda tercih edildiğini söylemek mümkündür.
Intermodal taşımacılık sisteminin kusursuz şekilde işleyebilmesi için altyapı yatırımlarının artırılması, yasal prosedürlerin düzenlenmesi, hukuki şartların sağlanması, ulaşım ağlarının entegrasyonunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle konu ülkeler bazında desteklenmeli ve süreçlerin aksamadan işlemesi için konu genel bir politika olarak ele alınmalıdır. Bu sebeple Avrupa Birliği kapsamında Avrupa ülkeleri arasında intermodal servis ağının kusursuz işleyebilmesi için protokoller yapılmakta, bu alana ortak yatırımların sağlanması amaçlanmaktadır.
Intermodal taşımacılık içerisinde en fazla risk içeren ve bu sebeple de en fazla uzmanlık gerektiren konu; yükün bir lojistik servisten diğerine aktarılması sırasındaki süreçlerin doğru yönetilmesi ve bu noktada ihtiyaç duyulan özel ekipmanların sağlanmasıdır. Çünkü intermodal taşımacılık sistemi tercih edildiğinde en az bir kere gerçekleşmesi gereken bu transfer esansında, yükün servisler arası aktarımında bir başka lojistik süreç başlamaktadır ve bu durum lojistik planlamanın en başından itibaren kusursuz bir koordinasyon sağlanması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Genel çerçeveden bakıldığında intermodal taşımacılık yüksek yatırım maliyetine ve karmaşık bir yapıya sahipmiş gibi görünse de sistemin bileşenleri doğru şekilde bir araya getirilerek yapıya işlerlik kazandırılması durumunda oldukça avantajlı bir konuma evrilmektedir. Çünkü intermodal taşımacılık sisteminde amaçlanan maliyetleri optimum seviyede tutarak en verimli ve katma değerli taşımacılık sistemini kurgulamak ve bu sayede kapıdan kapıya ulaştırma sistemini sağlayabilmektir. Yani bir anlamda tedarik zinciri yönetimini kusursuz şekilde gerçekleştirebilmektir. Bunu başarabilmek için de tüm lojistik servislerin en avantajlı yönlerini değerlendirmek ve kurguyu bu doğrultuda yapabilecek uzmanlık bilgisine sahip olmak gerekmektedir.
Ürün ve hizmet çeşitliliğindeki artışın yanı sıra uluslararası ticaretteki yoğunluk, lojistik süreçlerin çeşitlendirilmesine ve lojistik servislerin birbirleriyle koordineli şekilde kullanılmasına ihtiyaç doğurmuştur. Ürettiği malı, fabrikadan ulaşacağı noktaya kadar, yani kapıdan kapıya anahtar teslim ulaştırabilen tek lojistik yönteminin normal şartlar göz önünde bulundurulduğunda karayolu lojistiğiolduğu söylenebilir. Ancak gerek zaman, gerekse maliyetler göz önünde bulundurulduğunda, kapıdan kapıya lojistik hizmeti almak isteyen bir firmanın tek yolunun karayolu olması efektif olmayacaktır. Böyle bir durumda çoklu veya birleşik lojistik sistemi olarak tanımlayabileceğimiz “kombine lojistik” hizmetinin devreye girmesi kaçınılmazdır. Kombine lojistik sisteminde, sadece tek bir lojistik yüklenici firma, tüm ürünün taşınmasından sorumlu olmasının yanı sıra, bu taşıma esnasında da birden çok lojistik servisi koordineli şekilde kullanabilmektedir.
Kısaca tanımlamak gerekirse kombine lojistik sisteminde, sadece tek bir lojistik firma yükün kapıdan kapıya ya da depodan depoya teslimini sağlarken, tüm süreçleri müşterisinin beklentilerini karşılayarak, zaman, maliyet ve fayda unsurlarını da göz önüne alarak planlamaktadır. Bir lojistik hizmetin, kombine taşımacılık tanımı içerisinde yer alabilmesi için, lojistik süreç içerisinde havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu servislerinden en az iki tanesinin bir arada kullanılması gerekmektedir. Birden fazla servisin bir arada kullanılması lojistik firmaya koordinasyon anlamında bir takım zorluklar yaşatabilirmiş gibi görünse de yapılan uluslararası anlaşmalar neticesinde kombine taşımacılık süreci içerisinde yol alan bir yük için tek bir taşıma belgesi düzenlenmekte, bu durum yükün ülkeler arasındaki geçişinde ve gümrük işlemlerinde kolay hareket edebilmesine imkan vermektedir.
Her ne kadar tangram gibi birbiriyle uyumlu ve takip edilebilir lojistik unsurların art arda getirildiği bir yöntem gibi görünse de kombine taşımacılığı yaparken uyulması gereken belirli prosedürler bulunmaktadır. Bu prosedürlerin varlığı sistemin aksamadan ve zaman ve maliyet açısından zarar yaşamadan işletilebilmesine imkan sağlamaktadır. Bu prosedürler temel olarak taşıma kapları ve ekipmanlar, bilgi ve teknoloji koordinasyonu ve yasal-hukuksal süreçler olmak üzere 3 ana noktada özetlenebilir:
Kombine taşımacılıkta kullanılan taşıma kaplarının belirli bir standarta oturtulması gerekmektedir. Taşımacılık esnasında kullanılan konteyner, palet, vagon, treyler gibi tüm kapların ve ekipmanların tüm sistemle uyumlu olması esastır.
Kombine lojistik sistemi içerisinde yer alan tüm birimler, birbiriyle uyum içerisinde çalışabilmeli, birimler arasındaki bilgi akışı sağlıklı bir şekilde yürütülebilmeli, teknolojik altyapı bu bilginin akışını destekler nitelikte olmalıdır.
Yasal ve hukuksal süreçler, sigorta koşulları gibi unsurların sınırlarının ve sorumlularının belirlenmesi ve taşımacılığın bu sorumluluklar çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Lojistik süreçler esnasında tek bir taşıma türü ile yetinmeyip, kombine taşımacılığa geçişin arkasında yatan temel faktörlerin başında coğrafi koşullar gelmektedir. Çünkü kıtalararası taşımacılıkta sadece tek bir lojistik servisin kullanılması genellikle yeterli gelmemektedir. Hatta çoğu zaman aynı kıta üzerindeki lojistik süreçlerde bile aynı anda birden fazla lojistik servise ihtiyaç duyulabilmektedir. İkinci sebep ekonomik faktörler olarak sıralanabilir. Serbest piyasa ekonomisinin gerektirdiği koşullar sebebiyle süre-fiyat ve fayda gibi faktörler eskisinden daha çok ön plana çıkmakta bu da inovatif çözümlerin üretilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Tüm bunların yanı sıra çevresel faktörler de yirmi birinci yüzyılın kaçınılmaz gerekliliklerinden biri haline gelmiştir. Artık sadece üretmek tek başına bir şey ifade etmemekte; nasıl ürettiğiniz, üretirken karbon ayak izinizi ne kadar yok edebildiğiniz de yaptığınız işin değerini belirlemektedir. Ülkeler arası taşımacılıkta değişen kurallar sebebiyle de yasal sebepler de yine kombine taşımacılığa olan yönelimi artıran faktörler arasında yer almaktadır.
Kombine taşımacılığı konteyner taşımacılığı, araç sırtında taşımacılık ve bi-modal taşımacılık olarak 3 farklı türe ayırmak mümkündür.
Konteyner Taşımacılığı: Boyutları ISO 6346 standardıyla belirlenmiş, Ulaştırma Bakanları Avrupa Konferansı tarafından tekrarlı kullanımlar için yeteri kadar sağlam, türler arası transfere uygun, istiflenebilen kutular olarak tanımlanan ve uluslararası standartlara sahip taşımacılık sistemi içinde verimli, güvenli ve hasarsız bir şekilde malzeme taşıması için üretilmiş çelik kutulara “konteyner” adı verilmektedir. Konteynerler, denizyolu, karayolu ve demiryolu taşımacılığında kullanılan en vazgeçilmez ekipmanlardır. Ve kullanımlarıyla yapılan taşıma işlemine “konteyner taşımacılık” adı verilmektedir. Konteynerler, ölüleri uluslararası standartlar çerçevesinde belirlenmiş olduğu için tüm ülkelerde ve kullanılabildiği tüm taşımacılık türlerinde sürprizsiz ve güvenli hizmet alma imkanı sunmaktadırlar. 1960’lı yıllar itibariyle uluslararası lojistikte kullanımı artan konteynerler sayesinde ticari mallar ünite haline getirilebilmekte bu sayede dağıtım kolaylığı sunmaktadır. Konteyner taşımacılığında gönderilen yükün ton başına maliyeti azalmakta, ulaşım süreleri kısalmakta, yük elleçlenmesinden doğan liman maliyetleri kontrol altına alınmakta, iskele doluluk oranlarında denetlenebilir bir sistem kurulabilmektedir. Ayrıca yükün parça parça işlem görmek yerine bir bütün halinde ambalajlanabilmesi hem taşıyıcıya hem de müşteriye zaman, maliyet ve yasal süreçlerde hız kazandırmaktadır. Ayrıca teknolojik gelişmeler neticesinde her alanda olduğu gibi konteyner yapılarında da soğutma-ısıtma-havalandırma gibi özelliklerin devreye alınabilmesi kombine konteyner taşımacılığında taşınabilecek yük türlerinin çeşitlenmesini sağlamıştır.
Konteyner taşımacılığında entegre şekilde kullanılabilecek lojistik servisleri karayolu-denizyolu ve demiryoludur.
Araç Sırtında Taşımacılık (Piggyback): Bir aracın, yüküyle birlikte başka bir taşıma aracında taşındığı kombine taşımacılık türüdür. Karayolu lojistik araçları, özel ekipmanlar aracılığı ile piggyback adı verilen bir vagona yüklenirler. Bu sayede karayolu aracının amortisman maliyetleri azaltılırken aynı zamanda aracı kullanan kişinin de bu süre içerisinde dinlenebilmesine imkan sağlanır. Bu yöntemin kullanıldığı taşımacılık türünde genellikle lojistik süreç karayolu ile başlayıp yine karayolu ile sona ermektedir. Bu tarz taşımacılıkta, taşıma kabının türü önem teşkil etmez çünkü yük o taşıma kabını taşıyan karayolu aracı ile birlikte diğer araca yüklendiği için bir bütün olarak değerlendirilir. Bu sayede hem operasyonel maliyetlerde hem de yükü oluşturan öğelerin tek tek maliyetlerinde kontrol sağlanır ve kombine metot daha ekonomik bir boyuta taşınır.
Bi-Modal Taşımacılık (Road Railer): Hem karayolunda kullanılan hem de demiryolunda vagon işlevi gören özel römorkların, çekiciler ile demiryolu terminaline getirilerek trenin arka kısmından bojiye bağlandıktan sonra arkalarındaki araca monte edilmesi ile oluşturulan bir kombine taşımacılık yöntemidir. Bu tür taşımacılık da yine özel bir yükleme-boşaltma terminaline, ya da ekipmana ihtiyaç duymaz ve gabari sınırlamalarına da oldukça uygundur. Bu avantajları sebebiyle lojistikte tercih edilen yöntemlerden biri olarak kullanılmaktadır.
Önceden ödenen prim karşılığında, beklenmedik bir hasara uğrayan kişi ya da kurumların hasarlarını tazmin etmeyi, tazminin gerçekleşebilmesi için gerektiği taktirde finansal destek sağlamayı kabul eden kuruluşlarla yapılan sözleşmeye sigorta denilmektedir. Sigorta sayesinde risk yönetimi sağlanabilmekte; güven, kayıp telafisi, girişimciliğin teşviki gibi alanlardaki boşluklar giderilerek, toplumların iktisadi ve sosyal hayatı ciddi anlamda desteklenebilmektedir.
Hızlı sanayileşme süreci, serbest piyasa ekonomisine geçiş ve uluslararası ticarette yaşanan gelişmeler neticesinde, sigortanın bu yazımızın içeriğini belirleyen ticari boyutu da ön plana çıkmıştır. Fabrikalar, şirketler, iş insanları, girişimciler iş hayatında attıkları her adımda büyük riskler almakta, bu riskleri ön görüp oluşmaları halinde meydana gelebilecek sonuçlarla ilgili tedbir almadıkları taktirde ciddi yükümlükler altıda kalabilmektedirler.
Bu yazımızın konusunu yüksek riskler altına girerek üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirmeye ve taahhüt ettiği işi başarıyla tamamlamaya çalışan lojistik sektörünün olmazsa olmazı “nakliye sigortaları” olarak belirledik. Bir malın ya da yükün bir noktadan bir diğer noktaya nakliyesi esnasında kullanılan araç ve ekipmanları ve taşınan yükün kendisini güvence altına alacak yegane unsur “nakliye sigortası”dır. Tüm sigorta türlerinin belirli bir rizikosunun bulunmasına karşın, lojistik sektöründe bu durum oldukça yüksek oranlıdır. Sırf bu açıdan bakıldığında bile diğer sigorta türlerinden ayrılan nakliye sigortaları; meydana gelebilecek hasar türleri, bu hasarları saptayacak kişilerin özel uzmanlıklara sahip olma gereklilikleri, konunun sadece bir ülkeyi değil birçok ülkeyi kapsaması sebebiyle uluslararası boyut taşıması gibi özellikleri ile oldukça farklı bir boyutta ele alınmalıdır.
Bugün genel olarak bakıldığında nakliye sigortaları üç ana grupta değerlendirilmektedir:
Bir yükün veya bir malın bir noktadan bir başka noktaya farklı lojistik araçlar ve ekipmanlar kullanılarak nakledilmesi esnasında uğrayabileceği hasar, kayıp ve zararları teminat altına alan sigorta türüne Emtia Nakliyat Sigortası denilmektedir. Tarihte ilk olarak Londra ve Lloyd’s’ta uygulanan ve uluslararası ticarette yaşanan gelişmeler ve küreselleşmenin lojistik dünya üzerinde yarattığı büyüme neticesinde gelişerek günümüzdeki şeklini alan Emtia Nakliye Sigortası oldukça detaylı, uzmanlık gerektiren, uygulanması esnasında titizlikle hareket edilmesi zorunlu bir sigorta çeşididir. Sigorta yapan da yaptıran da işine ne kadar hakimse konunun boş noktaları o oranda azalacak, bu boşluklardan kaynaklanabilecek riskler de minimum seviyeye inecektir.
Emtia, sigortalının kasti hareketlerinden doğan zarar ve ziyanı, lojistik süreç esnasındaki olası akma, aşınma ve/veya yıpranmaları, malların kendi kusurundan ya da yetersiz ambalajlamadan kaynaklanan eksiklikleri karşılamamaktadır. Savaş, kargaşa, ayaklanma, çatışma, salgın, grev gibi mücbir sebepler ayrıca sigorta kapsamı içine dahil edilebilmektedir.
3 tip Emtia Sigorta Poliçesi bulunmaktadır. Bunlar;
Direkt Kati Poliçe: Sigorta poliçesi kapsamında yer alması gereken tüm hususlar yükleme öncesinde biliniyorsa, direkt kati poliçe düzenlenir.
Flotan Poliçe: Poliçe kapsamında yer alması gereken hususular ancak yüklemeden sonra netleştirilebiliyorsa o zaman emtia’nın yüklemeden sonra teminat altına alınabilmesi için flotan poliçe düzenlenir. Yine bankadan akreditif açılması ya da belirli bir dönemde yapılacak tüm sevkiyatların güvence altına alınması istenildiğinde de flotan poliçe türüne başvurulmaktadır.
Abonman Sözleşmesi: Eğer, bir yıl içerisinde yapılacak olan tüm lojistik faaliyetler, bu faaliyetler esnasında uyulacak şartlar, fiyatlar ve sigortalı ile sigortacının yükümlülükleri belli ise bu sefer yıllık peşin sigorta ile ilerlenerek abonman poliçe düzenlenir. Sevkiyat frekansı ve kapasitesi yüksek firmaların tercih ettiği bir poliçe türüdür. Abonman sözleşmesi, sözleşmede belirtilen kapsayıcı hükümler doğrultusunda belirli bir limite kadar sigortalıya otomatik teminat sağladığı için avantajlı bir poliçe türüdür. Sözleşmede belirtilmiş bazı koşulların yerine getirildiği durumlarda sigortalıya prim iadesi de sağlamaktadır.
Nakliyat sigortalarında tam ziyan, dar teminat ve geniş teminat olarak üç farklı türde teminat vermek mümkündür.
Emtia Nakliyat Sigortalarında Fiyatlanmayı Belirleyen Unsurlar Nelerdir?
Fiyatlamayı belirleyen ilk unsur malın türü, taşıma biçimi ve ambalajın türüdür.
Yapılacak lojistik faaliyetin güzergahı (yurtiçi-yurtdışı, başlangıcı-bitişi-aktarması)
Nakliyat aracının türü ve yapısı (gemi mi? Kamyon mu? Açık mı kapalı mı? geminin yaşı vb.)
Teminatın kapsamı
Sorumluluk Sİgortaları
Nakliye sigortaları türleri içerisinde yer alan ikinci grup sigorta türüdür. Yurtiçinde veya yurtdışı karayollarında emtia taşımacılığı yapan nakliyat firmalarının, tersane sahiplerinin, marina sahiplerinin / işletmecilerin ve liman işletmecilerinin yaptırabileceği bir sigorta türüdür. T.M.M olarak tanımlanan türünün açılımı “Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortaları”dır ve bu sigorta türünde yurt içinde karayoluile lojistik faaliyet gösteren nakliyeci firmaların taşıdıkları yüke karşı hukuki sorumlulukları teminat altına alınır. C.M.R olarak tanımlanan diğer türü ise ülkeler / kıtalar arası lojistik faaliyeti yapan nakliyeci firmaların taşıdıkları yüke karşı hukuki sorumlulukları teminat altına alır.
Tekne Sigortaları
Nakliye sigortalarının üçüncü türü de “tekne sigortaları”dır. Her türlü deniz aracının denizde yaşanabilecek tehlikeli durumlar sonucunda uğrayabilecekleri hasarlara karşı teminat sağlar. Bu sigorta türünün ayrıca deniz araçlarının denize indirilmeleri ya da inşaları esnasında meydana gelebilecek riskleri de teminat alan versiyonları da bulunmaktadır. Tekne sigortalarının teminat kapsamı Londra Sigortacılar Enstitüsü Tekne Klozları ile belirlenmektedir. Tekne sigortalarında batma, yanma, infilak, karaya oturma, fırtınada hasar görme, alabora olma, kaza, bir başka deniz taşıtına çarpma, vurma gibi istenmeyen durumlarda meydana gelen zararlar teminat kapsamına alınmaktadır.
Çapraz sevkiyat tedarik zincirindeki maliyetlerde ve tedarik zamanlarında önemli tasarruflar sağlayabilen bir tedarik zinciri stratejisidir. Ürünlerin teslim noktaları olarak depoların yerine bazı özel transfer noktalarının belirlendiği bu lojistik stratejisinde, ürünlerin bir transfer noktasından diğerine senkronize bir şekilde transferi sağlanarak, işletmelerin depo ve stok maliyetlerinin azaltılması hedeflenir.
Klasik anlayış içerisinde, üretim süreçleri tamamlandıktan sonra ürünlerini depolarda muhafaza eden işletmeler mal kabul, raflama, depolama, malzeme yenileme (ikmal), sipariş toplama, sevkiyata hazırlama ve paketleme gibi fonksiyonları yerine getirmek durumunda kalırlar. Üstelik bu durum yalnızca operasyonel maliyetler doğurmaz. Ürünlerin depolanma ihtiyacından kaynaklanan depo/mekan kirası, depo inşası, fabrika alanını büyütmek gibi fiziksel maliyetleri de karşılama ihtiyaçları ortaya çıkabilir. Oysa ki çapraz sevkiyat çözümlerinde yukarıda belirttiğimiz tüm bu ek maliyet kalemleri yerini yalnızca mal kabul, bekletme (staging) ve sevkiyat süreçlerine bırakarak, işletmeler çok ciddi zaman ve maliyet avantajı sunar.
Bir tesisin çapraz sevkiyat tesisi olarak nitelendirilebilmesi için bekletmenin en fazla 24 saat olması gerekmektedir. Ancak bu süre kısıtının sağlanabildiği durumlarda çapraz sevkiyat prosedürleri işletilebilmektedir. O zaman da depolar bekleme durakları olarak kullanılmak yerine transfer noktalarına dönüştürülerek sadece mikro düzeyde firmalar için değil, makro düzeyde ülkeler için de kayda değer rekabetçi avantaj sağlanabilmektedir.
Çapraz sevkiyat üzerine literatür bilgisi ne yazı ki kısıtlı miktardadır. Ancak bu alanda strateji geliştirerek başarı öyküleri yazmış şirketler ve operasyonları saat gibi işleyen lojistik firmalarının örnek olayları incelendiğinde yaşamış, canlı kaynaklar bulabilmek mümkündür. Önemli olan şirketlerin kendi ihtiyaçlarını analiz edebilmeleri, doğru tedarik zinciri modelini geliştirebilmeleri ve bu konuda kendilerine yardımcı olabilecek güvenilir çözüm ortaklarını bulabilmeleridir. Bu alanda yerleşmiş bir model olmasa da çapraz sevkiyat türlerini üç grupta toplamak mümkündür:
Model: Önceden tahsis edilmiş tedarikçi konsolidasyonu (pre-allocated – malzeme paketlerinin varış noktasının önceden belirlenmiş olduğu)
Model: Önceden tahsis edilmiş çapraz sevkiyat operatörü (ÇSO) konsolidasyonu
Model: Sonradan tahsis edilmiş ÇSO konsolidasyonu
Buradaki en kritik nokta, ürünün çıkış anında nereye gideceğinin bilinip bilinememesidir. Eğer ürün çıktığı anda nereye gideceği biliyor ise bu planlama tedarikçide yapılabilir ve bu durumda 1. model çapraz sevkiyat yöntemi uygulanabilir. 1. modelde, tedarikçi son teslimat noktasına nakliye edilecek son paletleri oluşturabilir. Diğer durumlarda ise son paletler 2. ve 3. uygulamalara göre çapraz sevkiyat tesisinde hazırlanır ve yerlerine ulaştırılır.
Talebi tahmin edilebilen, yüksek talebi olan ve yüksek hacimde akışa sahip ürünlerin ve dayanıksız ürünlerin çapraz sevkiyat için ideal adaylar olduğunu söylemek mümkün olabilir. Mesela bir süpermarket zinciri, çapraz sevkiyat alandaki ilk uygulamasını havlu kağıt ve tuvalet kağıdı gibi tüketim sirkülasyonu yüksek, değeri düşük ancak depoda ve stokta oldukça yer kaplayan, stoklama, raflama, sevkiyat gibi konularda operasyon ve personel maliyeti yüksek ürünler üzerinde deneyerek maliyetlerinde ciddi avantaj sağlamayı başarmıştır.
Çapraz sevkiyat stratejisi kurgulamaya karar verildiğinde bazı temel noktalar üzerinde durmakta fayda olacağını söylememiz mümkün.
Çapraz sevkiyat içerisinde işbirliği içerisinde olacağınız tüm ekip ve ortakların görev ve sorumluluklarının bilincinde olmaları ve konunun en başında temel noktalar konusunda ortak bir fikir birliği içerisinde olmaları oldukça önemlidir.
Çapraz sevkiyatın en önemli unsurlarından bir diğeri de bilgi akışının eksiksiz ve kusursuz şekilde işlemesidir. Bu akışın sağlanabileceği altyapı çalışmalar ve teknolojik yatırımlar planlama içerisindeki olmazsa olmaz unsurlardır.
Bu tarz sevkiyat yapısı esnek, hızlı ve yerinde kararların alınmasına ihtiyaç duyar. Dolayısıyla sistem içerisinde tam zamanlı ve konsantre çalışabilecek bir merkezi yönetime ihtiyaç duyulmaktadır.
Çapraz sevkiyat için yapılacak yatırım ve maliyetler doğru şekilde hesaplanmalı, projenin getireceği kar da zarar da en başından öngörülerek işbirliği içerisinde olacak paydaşlar tarafından onaylanmalıdır.
Kalite kontrol mekanizmasının kusursuz işlemesi ve bu noktadaki hassasiyet çapraz sevkiyatın olmazsa olmaz kalemlerinden birini teşkil etmektedir.
Çapraz Sevkiyat Stratejisinin Avantajları
Depolama-bekletme-sevkiyat gibi aşamalar mümkün mertebe ortadan kalkacağı için ürün sirkülasyonu hız kazanır.
Teslimat sıklığı artar ve bu durum ürün siparişinin çok kısa sürelerde yerine konulmasına olanak sağlar.
Depolama söz konusu olmayacağı için, ürünlerin depoda bekleyeceği sürenin önüne geçilir. Bu sayede zaman aşımından kaynaklanan bozulma, güncelliğini kaybetme, ihtiyacın azalması ya da tüketim alışkanlığının değişmesi gibi dezavantajlı faktörlerin önüne geçilir.
Bu sevkiyat türünde en büyük maliyet kalemlerinden biri olan depolama aşaması ortadan kalkacağı için firmaların stok maliyetlerinde ciddi oranda azalma söz konusu olur.
Çapraz sevkiyatta, diğer sevkiyat türlerindeki birçok aşama süreç içerisinde doğal olarak ortadan kalkacağı için bu alanlarda ihtiyaç duyulacak malzeme ve işgücü yatırımlarının ve maliyetlerinin de önüne geçilir.
Bahsi geçen ara aşamaların yaratacağı operasyonel hasar ve zararlar ortadan kalkacağı ya da aza indirgeneceği için bu durum yüklenicilere ekonomik avantaj sağlar.
Operasyonel iş yükünün azalması, bu operasyonlar için gerek duyulan fiziki alan ihtiyacını da azaltacağı için üretim tesislerinde ya da fabrikalarda operasyona ayrılacak metrekare ihtiyacı ortadan kalkar. Bu da otomatik olarak işletme maliyetlerini azalmasına sebep olur.
Çapraz sevkiyat titiz bir zamanlama gerektirdiği için üretimden sevkiyata kadar her alanda nitelikli iş gücünün yaratılmasını gerektirir ve bu durum verimliliği artırır.
Çapraz sevkiyat stratejisinin benimsendiği durumlarda, çözüm ortakları ya da paydaşlar arasında mutabık kalınması gereken ön koşullarda eksiklikler kalması durumunda bir takım sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sevkiyat türünün yaratabileceği bir diğer olumsuz koşul ise sistem içerisinde yaşanabilecek herhangi bir aksamanın piyasada ürün kalmamasına sebebiyet vermesi olabilir.
Dondurulmuş gıda sektörü, değişen beslenme ve tüketim alışkanlıkları sonucunda ortaya çıkmış, aslında geçmişi çok da eskilere dayanmayan bir sektördür. Dünyada ilk olarak 1930’lu yıllarda ABD’de başlayan; Avrupa’da ise ilk kez 1948 yılında İngiltere’de perakende olarak piyasaya sürülen dondurulmuş gıdaların mazisi Türkiye’de yaklaşık 40 yıl öncesine dayanmaktadır. Dondurulmuş gıda sektörü küreselleşmenin ve yaşanan teknolojik gelişmelerin neticesinde bugün dünya ticaret piyasasında önemli bir konuma yükselmiştir. Özellikle donmuş ve hazır yiyeceklere olan ihtiyacın global çapta artış göstermesi, tüketicilerin soğuk zincire olan ilgisini artırmıştır. Bu durum, soğuk zincir lojistiğinin de pazar payının artmasına sebep olmaktadır. Allied Market Research’e göre (2017), pazarın değeri 2016-2022 yılları arasında yaklaşık olarak %16 büyüme kaydederek 427 milyon dolara ulaşacaktır. Bu artışın nedenleri arasında dünya nüfusunun giderek artması ve gelişen teknolojinin soğuk zincir lojistik sistemlerine olan olumlu etkisi de yer almaktadır.
Dondurulmuş gıda sektöründe insan sağlığı her şeyin üstünde yer almaktadır bu sebeple ürünlerin tedarik zinciri kırılmadan müşteriye ulaştırılması en kritik ihtiyaçtır. Lojistik zincirin herhangi bir noktasında bir kırılmanın ya da aksamanın yaşanması durumunda taşınan gıda türlerinde ciddi kayıplar meydana gelebilmektedir. Ayrıca, bir gıda ürününün soğuk zincir lojistik sistemiyle taşınması için yalnızca dondurulmuş olması da şart değildir. Et ve süt ürünleri, bazı tür meyve sebzeler ya da medikal malzemeler de soğuk zincir lojistiği kapsamında taşınması gereken ürün grupları içerisinde yer alabilmektedir.
Ürünlerin korunması için gerekli olan ısı seviyelerinin taşıma, depolama, elleçleme ve diğer lojistik faaliyetlerin tamamında sağlanması ve sürdürülmesi olarak tanımlayabileceğimiz soğuk zincir lojistiğinde amaç, gıda maddelerinin üretim noktasından tüketim noktasına ulaşana kadar katettikleri mesafede zararlı mikroorganizma- bakterileri üretmemeleri ve bozulmamaları için uygun sıcaklıkta kalmalarını sağlamaktır. Ürün kalitesinin ve gıda değerlerinin bozulmaması için tedarik zincirinin hiçbir şekilde kırılmaması gerekmektedir. Bu nedenle zincirin en önemli unsurlardan biri tüm zincir içerisinde bilgi paylaşımının eksiksiz şekilde sağlanması ve zincirin izlenebilirliğini mümkün kılan bilgi teknolojileri sistemleridir.
Zincirin izlenebilirliği, ürünlerin zincir boyunca izlenebilmesini ve takip edilebilmesini kapsamaktadır. Ürünlerin izlenebilmesi, belirli bir ürünün orijinini belirleyebilme yetkinliğini; takip edilebilmesi ise ürünlerin zincirin aşağı akım yönündeki akışının gözlemlenebilir olmasını ifade etmektedir. Tedarik zinciri izlenebilirliğinin önem kazanmasının ardında ise birçok farklı neden bulunmaktadır. Bunların başında, bazı zorunlu mevzuat ve yönetmelikler, uluslararasıstandartlara uygunluk kriterleri, sertifika gereksinimleri, pazarlama stratejileri, ürünlerin menşeinin ve kalitesinin tasdik edilmesi zorunluluğu, hijyenik olmayan uygulamaların önüne geçme çabası gelmektedir. Tüm bu açılardan bakıldığında bir ürünün izlenebilirliği geleneksel tedarik zinciri yönetiminde oldukça önemli olmakla birlikte, soğuk zincir tedarik yönetiminde ısı kontrolünün de devreye girmesi sebebiyle oldukça hayati bir öneme ulaşmaktadır.
Tipik bir soğuk zincir yapısı, ön soğutma tesislerini soğutmalı taşıyıcıları ve konteynerlerı, soğuk depoları, paketlemeyi, izlenebilirliği sağlayan teknolojik ekipmanları, perakendecileri ve tüketicileri içermektedir. Her şeyden önce ürünlerin taşındığı araçlar ihtiyaç duyulan ısı derecesinde olabilmelidir. Bunun için araç, ürün yüklemesi yapılmadan önce gereken ısıya gelene kadar beklenmelidir. Ayrıca ısı değerlerinin takibi merkezi sistem üzerinden sağlanabilmeli (izlenebilirlik), depolama aşamasında da ürünler doğru ısıdaki depolarda muhafaza edilebilmelidir. Depolama aşamasında kullanılan ekipman seçimi bile soğuk zincir lojistik yönetimini destekler yapıda olmalıdır. Elektrikli forkliftler, uygun yapıdaki paletler, depolarda çalışan personelin kıyafetleri ve mesleki yeterlilikleri de soğuk zincir lojistik yönetiminde öne çıkan unsurların başında gelmektedir. Soğuk zincir lojistik yönetimi en basit anlatımıyla;
Tedarik Zinciri + Isı Kontrolü = Soğuk Zincir şeklinde özetlenebilir.
Uygun ekipman ve kalifiye personel ihtiyacının yanı sıra soğuk zincir lojistik operasyonlarının hukuki açıdan da ATP Konvansiyonuna, HACCP Standartlarına, gıda güvenliğine, ilgili kurumların mevzuat ve yönetmeliklerine de uygun olmaları gerekmektedir.
Bu yazımızın konusu, lojistik sektörünün en sık kullanılan kavramlarından biri olan konşimento nedir, hangi amaçla kullanıldığını, çeşitlerini ve aklınızda oluşan farklı soruların yanıtlarını bu yazımızda bulabileceğinizi umuyoruz.
Konşimento, Latincede bilgi, fikir anlamına gelen cognosciménto kelimesinden Türkçe’ye geçmiştir. Lojistik sektörü açısından bakıldığında ise taşıma senedi olarak bilinen konşimento, üzerinde yükleyici, alıcı, ihbar merci bilgileri başta olmak üzere söz konusu ticari işlemle ilgili her türlü bilginin yer aldığı kıymetli evraklara verilen isimdir.
Malın yüklendiği noktadan varış noktasına kadar taşınması için bir sözleşme niteliği taşıyan bu evrak, yüklemenin tamamlanmasını takiben, nakliye firması tarafından ihracatçı firmaya gönderilir.
Taşıyıcı firma tarafından, gönderen, alıcı ve taşıyıcıya verilmek üzere en az 3 asıl belge olarak düzenlenir. Aynı konşimentodan birden fazla düzenlenmesi durumunda ise her bir konşimentoya konşimento nüshası¨ adı verilmektedir.
Konşimento üzerinde;
İhracatçının adı ve adresi
İthalatçının adı ve adresi
Nakliye firmasının adı ve adresi
Gönderilen malın ağırlığı, maddi değeri ve sayısı
Gönderilen malın yüklendiği ve varacağı limanların bilgileri
İthalatçı firmanın malı varış gümrüğünden çekebilmesi için mutlak suretle konşimentoya ihtiyacı vardır. Lojistik işleyiş açısından oldukça kıymetli bir evrak olarak nitelendirilebilecek olan konşimentolar, şahsa, emire ve sahibine belirtilerek düzenlenebilirler. Bir anlamda düzenlendiği kişiye göre yapılan bir
konşimento sınıflandırması olan bu düzenleme şekillerini detaylandıracak olursak;
Nama Düzenlenen Konşimento Kişi veya firma unvanının consignee kısmına işlenmiş olduğu “emre” veya “emrine” kaydı olmayan konşimento çeşitleri nama düzenlene konşimentolar olarak sınıflandırılabilirler. Malın kesin alıcısı consignee kısmında yazılı olan taraf olduğu için bu konşimentonun cirolanarak devredilmesi, bedeli alınmak suretiyle bile olsa üçüncü şahıslara verilmesi söz konusu olamaz.
Emre Düzenlenen Konşimento
Ciro edilebilen ve ticari olarak devir imkânı bulunan konşimento çeşitleri ise emre düzenlenen konşimentolar olarak sınıflandırılırlar. Consignee kısmına yalnızca “emre” yani “to order” yazılarak belirtilen bu konşimentolar cirolanarak devir edilebilirler. Yükleyici tarafın ¨emrine¨ şeklinde düzenlediği kabul edilen bu çeşit konşimentolarda en mühim kural yükleten taraf, yani shipper tarafından cirolanması gerekliliğidir. Bu kısım yükleyici tarafından ciro edilmez ise tahliye sırasında limanlarda gecikme yaşanabilir ve bu da ek masrafların devreye girmesine sebep olabilir.
Hamiline Konşimento Uluslararası lojistikjargonunda ¨bearer bill of loading¨ olarak adlandırılan bu konşimento türü yükleticinin talep etmesi üzerine düzenlenir. Karşılıklı güven esasının ön planda olduğu bir konşimento türüdür. Örnek vermek gerekirse, aynı holdinge ait iki farklı firma arasında gerçekleşen ticaretlerde konşimento hazırlanmasına gerek görülmeyebilir. Fakat güven esasına dayalı olması sebebiyle, ticari olarak güvenlik talebinin ön planda olduğu durumlarda yine konşimento düzenlenmesi gerekebilir.
Konşimento (Bill Of Lading) Çeşitleri Nedir?
Deniz yolu ile yapılan taşımaların şekline göre ortaya çıkan konşimento türleri ise temelde iki grup altında toplanmaktadır. Çünkü tarifeli (liner) seferlerde kullanılan konşimentolar ile tarifesiz (tramp) seferlerde kullanılan konşimentolar birbirlerinden farklıdır.
Tarifeli seferlerde kullanılan konşimento çeşitleri
Düzenli Hat Konşimentosu (Liner Bill of Lading): Tarifeli sefer yapan gemilerle yapılan mal taşımaları için düzenlenir. Tarifeli sefer yapan gemiler belirli tarifelere uygun olarak kalkış/varış yapar uğrayacakları limanlar yanaşacakları limanlara kadar her ayrıntı belirli ve düzenlidir. Güvenli taşıma için tercih edilirler.
Konteyner Konşimentosu (Container Bill of Lading): Taşımanın konteyner ile yapıldığını belirten konşimentolardır. Konteynere yerleştirilen mallar yükleyicinin onayıyla mühürlenir ve konşimento yükleyicinin beyanına göre doldurulur ve üzerinde yükleyicinin yüklemeyi yaptığı ve saydığı ibaresi yer alır.
Kombine Taşıma Konşimentosu (Combined Transport Bill of Lading, Multimodal Bill of Lading): Bu belge, malın birden fazla taşıma modu kullanılarak taşınması durumunda birleşik taşımayı yapan firma tarafından düzenlenir.
Tek Konşimento (Through Bill of Lading): Taşımaya konu olan malın deniz yoluyla taşınmasına ek olarak karayoluyla da taşıması da gerekiyorsa her iki modda taşımayı içeren tek bir konşimento düzenlenir ve buna da tek konşimento adı verilir.
Freight Forwarder Konşimentosu: Bu belge, freight forwarder firmasının kendi matbu formuna, yine kendi firmasının taşıma sözleşmesi koşullarını içerecek şekilde basmış olduğu konşimentodur.
Tanker Konşimentosu: Tankerler ile taşınan ham petrol, akaryakıt ve kimyevi maddeler için düzenlenen konşimentolardır. Bu tür konşimentolarda taşınan malın cinsine ve özelliklerine göre özel ibareler ve şartlar yer alabilir.
Tarifeli olmayan seferlerde kullanılan konşimento çeşitleri
Tesellüm Konşimentosu (Received Bill of Lading): Bu belge sadece malın gemiye yüklenmek üzere teslim alındığını gösterir. Geçerli kılınabilmesi için gemi işletmecisi veya acentesi tarafından yükleme tarihi eklenmeli ve imzalanmalıdır. Ancak bu şekilde yükleme konşimentosuna dönüştürülebilir.
Yükleme konşimentosu (Shipped Bill Of Lading): Yükün ne zaman ve hangi gemiye yüklenmiş olduğuna dair şerh verildiğinde düzenlenen konşimentolardır.
Konşimento Hazırlama
Konşimento hazırlama dikkat ve özen gerektirir çünkü belgenin mutlak suretle eksiksiz ve doğru bilgilerle doldurulması gerekmektedir. Konşimentoyu hazırlamak için genellikle taşımayı yapacak nakliye firmasının konşimento hazırlama formu kullanılır. Bu form üzerinde yer alan tüm bilgiler doğru şekilde girildiğinde konşimento basılmaya hale gelir. Bu yöntemi kullanmak istemeyenler ise gönderimi yapacakları nakliye firmasına ulaşarak belgenin hazırlanması konusunda destek alabilirler.
Belgenin hazırlanması aşamasında internette yer alan konşimento örneği de kullanılabilir. Ancak aslolan belgenin bulunması değil, yukarıda da belirttiğimiz gibi, doğru ve eksiksiz şekilde doldurulabilmesidir.
Bu yazımızın konusu, bizim de iş alanımızı tanımlayan ve lojistiğin olmazsa olmazı olarak ifade edilebilecek Freight Forwarder kavramı. Freight Forvarder nedir? Ne iş yapar? Ne gibi avantajlar sağlar? Hayatınızı nasıl kolaylaştırırlar?
Lojistiği birçok kez; bir malın, ürünün ya da yükün; farklı lojistik kanallar kullanılarak bir noktadan diğer noktaya teslimi olarak tanımladık. İşte bu önemli süreç içerisinde taşıyıcılar- armatörler ile yük sahipleri arasında köprü görevini oluşturan, organizasyonunu yapan , malın gemiye, tıra, trene ya da uçağa yüklenme aşamasından nihai varış yerine teslim olana kadar ki geçen süreden sorumlu olan firmalara “freight forwarder” denilmektedir. Freight forwarderlar, lojistik sağlayıcılardan temin edilecek hizmeti zenginleştirerek yük sahiplerine aktarırlar. Freigh forwarder firmaların kendi uçakları, gemileri, tırları, filoları bulunmaz. Ancak piyasadaki birçok yük taşıyıcı ile güçlü ilişkileri ve anlaşmaları olan bu şirketler, herhangi bir yük sahibinin münferit olarak piyasadan alabileceğinden çok daha avantajlı rakamlarla ve koşullarla tüm lojistik süreçleri profesyonel bir şekilde yönetebilirler.
Temel faaliyet alanı uluslararası lojistikalanında aracılık yapmak olan bu şirketlerin genel anlamda yaptıkları ve sorumlu oldukları işler şu şekilde sıralanabilir;
Uluslararası ticaretle ilgilenen firmalar ile nakliyecileri bir araya getirmek.
Forwarderler çalıştıkları müşterilerin mallarını taşımak için anlaşmalı oldukları taşıyıcı firmalarla bağlantı kurarak fiyatlandırma yapar; uygun koşulları sağlar ve sonrasında yükün taşınması ile ilgili tüm süreçleri yönetirler. Yükün sahibi, malına herhangi bir zarar gelmesi durumunda ya da olası gecikmelerde taşıyıcıyla değil forwarderıyla iletişime geçer ve sorunu çözmek de forwarder firmanın işi olur.
Incoterms olarak tanımlanan teslim şekilleri ile ilgili tüm işlemleri yönetmek.(Incoterms terimleriile ilgili içeriğimizden detaylara ulaşabilirsiniz.)
Dış ticarette lojistik giderler, ithalatçı firma ile ihracatçı firmanın anlaşmasına bağlı olarak taraflar arasında ya pay edilir ya da bu giderler taraflardan biri tarafından ödenir. Bir malın sevkiyatı sırasında, o malın bulunduğu mevcut noktadan çıkışından ulaşması gereken son noktaya varıncaya kadar birçok gümrük gideri ve operasyonel masrafı olur. İşte freight forwarder firmalar, ithalatçı ve ihracatçı arasında yapılan anlaşmaya göre operasyonu yürüterek, hangi giderlerin kim tarafından ödeneceğini takip eder ve ilgili taraflara bu giderleri fatura eder. Bu işlemler içinden de önceden belirlenen bir tutarda komisyon alarak kendi ticari faaliyetini yürütür.
Operasyonların planlanması
Forwarder firmalar, bir malın sadece lojistik hareketini değil, o malın niteliğiyle alakalı tüm planlamaları da yürütürler. Lojistik sürecin gerçekleşeceği tüm güzergahlara ve bu güzergahlar üzerindeki kural ve kısıtlamalara hakim olup gerekli önlemleri almak, hukuki süreçleri bilmek, olası aksaklıklarda hızlı aksiyon alıp çözüm üretmek de forwarderların sorumluluğunda ve yetkinliğinde olan konulardır.
Yükleme planlamasının en doğru şekilde yönetilmesi
Bir yükün lojistiği için kullanılacak taşıma moduna göre taşıma ünitesinin en doğru şekilde seçimi ve bu seçimden sonra içinin en doğru şekilde doldurulması sadece operasyonel anlamda değil, karlılık olarak da önemli bir konudur.
Yükleme ve boşaltma işlemlerinin takibi
Özellikle parsiyel yüklemelerde oldukça önemli olan bu süreç en kısa anlatımıyla araca ilk giren yükün son çıkması esasına dayanır ve bu konu hem hız, hem maliyet hem de zaman faktörleri açısından önemli olduğu için doğru planlanması oldukça önemlidir.
Belgelerin eksiksiz şekilde hazırlanması
Hem taşıma işlemi sırasında kullanılacak belgeler hem de taşınan malın niteliğiyle alakalı belgeler lojistik operasyonun sekteye uğramaması açısından oldukça önemlidir. Tüm bu evrak operasyonunun eksiksiz şekilde yönetilmesi de yine forwarder firmanın sorumluluğu altındadır.
fREİGHT Forwarder’ın Faaliyet Alanları
Havayolu, denizyolu, karayolu, lojistik hizmetleri sağlayan, aynı zamanda entegre lojistik çözümler sunan, gümrükleme, sigorta gibi tüm hizmetlerin operasyonlarını yöneten ve dünya genelinde birçok acente ile işbirliği içerisinde çalışarak tüm bu süreçlerin yönetimini koordine eden forwarder firmaların faaliyet alanlarını aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.
Bilişim teknolojilerini kullanarak tüm üniteler arasında koordinasyon ve iletişimin sağlanması.
Küreselleşme, serbest ticaret ekonomisi ve beraberinde gelişen dünya ticaretinin ortaya çıkardığı tedarik zinciri yönetim ihtiyacını en modern ve gelişmiş şekilde yönetmeye çalışan forwarder firmalar; günümüzde bilgileri, uzmanlıkları, tecrübeleri ve yarattıkları verimlilikle çok önemli bir rol oynamaktadırlar.
Hava kargo taşımacılığı, hava yoluyla yapılan mal ve ürün taşımacılığına verilen isimdir. Havayolu taşımacılığı, günümüzde küresel ticaretin en hızlı ve güvenli seçeneği olarak kabul edilmektedir. Bu taşımacılık yöntemi, uluslararası lojistikte önemli bir role sahiptir ve global tedarik zincirlerinin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Havayolu kargo taşımacılığının avantajları arasında hızlı teslimat süreleri, kesintisiz takip imkânı, zarar ve kayıpların az olması, düşük sigorta maliyeti, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan daha az etkilenme gibi faktörler bulunmaktadır. Ayrıca havayolu taşımacılığı, yoğun trafik olan bölgelerde zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. Acil ve hassas ürünlerin taşınması, uzak ülkelere hızlı gönderimlerin yapılması, tedarik zincirinin kesintisizliğinin sağlanması gibi avantajlarıyla ekonomiye büyük katkılar sağlamaktadır. Havacılık tarihi açısından milat sayılabilecek bu denemeden itibaren, havayolu ulaşımına dair denemeler hız kazanmış, her geçen gün yeni bir ilerlemeye imza atmıştır.
Bu ilerleme süreci, İkinci Dünya Savaşı’na kadar sürdü, ancak 1945 yılındaki şartlar nedeniyle durdu. Bununla birlikte, savaştan sonra tekrar hız kazandı. Özellikle savaş yıllarında havayolu lojistiği ihtiyaçların karşılanmasında hızı ile ön plana çıkan havayolu taşımacılığı gelişimine yapılan yatırım savaşın ardından normalleşmeye başlayan dünya düzeninde artmıştır. 1950’lerin başından itibaren başlayan havayolu taşımacılığı, özellikle yurt dışı veya uzun mesafeli seyahat olanaklarının ilerlemesine destek sağlamıştır. Bu gelişmeye kitle turizmi de katkıda bulunmuştur. Bu durum dünya genelinde hava taşımacılığının serbestleşmesine imkân sağlamış, serbestleşme ile ortaya çıkan küreselleşme ve ticarileşmenin sonucunda ise havayolu taşımacılığı olan talep hızla artmıştır.
Bugün, uluslararası lojistik hizmetlerinden yararlanmak isteyen şirketlerin en büyük talepleri, hızlı, güvenli ve kaliteli hizmet sunabilen lojistik firmalarının katma değerli hizmetleriyle birleşmektedir. Özellikle müşterilerin hız beklentilerini aşırı derecede karşılayabilen bir havayolu taşımacılığı türü olan servis tipi, taşıma maliyetlerinin yüksek olması, hava koşullarından etkilenme ihtimalinin artması veya yüksek hacimli ve ağır yüklerin taşınmasını planlama ihtiyacı sebebiyle birtakım dezavantajlara sahip olsa da avantajlı yönleri göz önünde bulundurulduğunda vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Havayolu Taşımacılığının Avantajları
Diğer lojistik hizmetlerle karşılaştırıldığında, taşıma süresi son derece azdır.
Farklı havayolu kargo firmalarının bulunması sayesinde esnek planlama faydası sağlar.
Genellikle hafif ve az miktarlardaki yüklerin taşındığı hava taşımacılığı lojistiğinde, kombine taşımacılıkta farklı istasyonlarda yük indirme ve yükleme gibi işlemler ulaşım süresini uzatırken aynı zamanda elleçleme için ek işgücü gereksinimi oluşturur. Bu nedenle havayolu kargo avantajı yalnızca ulaşım süresiyle sınırlı değildir, aynı zamanda yüklerin taşıma aracına yüklenmesi konusunda da kolaylık sağlar.
Denizyolunda, ilaç, gıda, aşı gibi ürünlerin havayoluyla taşınması durumunda, varış noktalarına hızlı bir şekilde ulaşılabilirler çünkü varış süresi uzunluğu ve hava şartlarının yarattığı nem etkisi nedeniyle bozulabilirler. Bu durumda, bozulabilir ürünlerin taşınmasında havayolu kargo tercih edilir.
Havayolu lojistiği, lojistik hizmetlerin ilerlemesi sonucunda yalnızca limandan limana yapılmamakta; ihtiyaç olduğunda özel araçlar kullanılarak kapıdan kapıya teslimatlar, depolama, gümrükleme, ambalajlama gibi hizmetler de sunulabilmektedir. Bu şekilde, havayolu lojistiğinin cazibesi katma değerli hizmet anlayışıyla artırılabilir.
Havayolu lojistiği sistemi, hızlı işleyişi sayesinde gümrük / taşıma prosedürlerini basitleştirilmiş hale getirmektedir.
Küçük boyutlu yüklerin taşınması mümkün hale getirilir.
Hassas yüklerin sağlam bir şekilde taşınabilmesi mümkün kılınır.
Havayolu taşımacılığı en büyük faydası olarak görülen hız faktörü sayesinde, bozulabilir kargoların değerleri korunabilir, envanter maliyetleri azaltılabilir ve taşıma süreci boyunca iletişim çok daha etkili bir şekilde sağlanabilir.
Ticari yapılar ve hizmet sektöründeki çeşitlilik son yıllarda arttığından dolayı, hava kargo taşımacılığında beklentiler sadece havaalanı ile sınırlı kalmamaktadır. Lojistik firmalarının uluslararası hava taşımacılığı alanındaki faaliyetleri, temel lojistik hizmetlerin yanı sıra gümrükleme, ambalajlama, depolama veya kapıya kadar teslim gibi ek değerli hizmetler suna bilenlere avantaj sağlamaktadır. Esalco Lojistik olarak, havayolu taşımacılığı da çözüm odaklı hizmet anlayışımızı sürdürüyor ve değer katan hizmetler sunma prensibimizden hiçbir şekilde vazgeçmiyoruz.
HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI DEZAVANTAJLARI
Maliyet konusu, havayolu lojistiğinin en dezavantajlı noktasıdır. Havayolu lojistiği, diğer lojistik hizmet türleriyle karşılaştırıldığında özellikle uçak yakıtının yüksek maliyetinden dolayı oldukça pahalı kalmaktadır. Bu yüzden hava kargo tercih eden şirketler, maliyet dezavantajını havayolu lojistiği diğer avantajlarıyla dengelemek zorundadır.
Söz konusu maliyetler nedeniyle havayolu lojistiği, büyük ve ağır yüklerin taşınmasını sınırlayabilir. Havayolu lojistiği, hafif, küçük hacimli, değerli ve kompakt ürünlerin taşınması için uygundur. Bu nedenle bir sınırlama söz konusudur.
Havayolu kargo hem küresel koşullardan hem de meteorolojik koşullardan çok daha kolay etkileyebilmektedir.
Eğer genel bir inceleme yapacak olursak, havayolu lojistiği hızlı, güvenli ve teknolojik açıdan avantajları olan bir hizmet olduğu için diğer servis türlerine göre daha yüksek maliyetler ortaya çıkarır. Ancak, lojistik hizmeti alacak olan şirketler, bu tüm faktörleri göz önünde bulundurarak fizibilite çalışmalarını yapmalı ve kendilerini doğru bir şekilde yönlendirecek bir lojistik şirketinden destek alarak, tedarik süreçlerini daha avantajlı bir şekilde yönetebilirler.
HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Havayolu taşımacılığı birçok etken dikkate alınmalıdır. Uçakların taşıma kapasitesi, fiyatı, doluluk oranı gibi detaylar kadar, taşınma tarihindeki hava şartları da önemlidir. Uçuşlar hava koşulları nedeniyle gecikme veya iptal edilebilir. Uçuşların başarıyla gerçekleştirilebilmesi için hava durumu izlemesiyle birlikte planlama yapılmalıdır.
Genellikle bir bütün olarak sunulan sistem, müşterilerin taleplerini ve isteklerini etkili bir şekilde karşılamak için pazarı bölümlendirmeyi içerir. Bu sistem, birçok ülke tarafından kullanılan global bir sistemdir ve uluslararası ticarette önemli bir rol oynamaktadır. Şehirler arası ulaşım için hava taşımacılığı ise gecikme riskini minimuma indirerek son derece hızlı bir şekilde hareket etmektedir.
Dünya genelinde, kargo hizmetlerinin yüzde 8’i havayolu lojistiği ile yapılırken, karayolu ve denizyoluyla birlikte gerçekleştirilen taşımacılık işlemleri birçok insanın hayatlarını daha da kolaylaştırır. Kimya endüstrisinde özellikle tercih edilen havayolu taşımacılığı, en güvenilir yöntemlerden biridir.
HAVA KARGO YÜK TİPLERİ
Genel Kargolar: Özel hizmet veya depolama gerektirmeyen, tehlikeli olmayan maddeler, bozulabilir olmayan gıda veya hayvan sınıfına dahil olmayan kuru ve temiz gönderiye “Genel Kargo” adı verilir.
Özel kargolar: Taşınması ve depolanmasında özel işlem gerektiren kargolardır. Bu kargoların taşınabilmesi için belirli bir dizi kuralların kabul, etiketleme, yükleme ve istifleme işlemleri sırasında uygulanması gerekmektedir. Tehlikeli maddeler, canlı hayvanlar, değerli kargolar ve ağır veya özel boyutlu kargolar, özel olarak tanımlanan bir kargo grubunda yer almaktadır.
HAVAYOLU KARGO DOKÜMANLARI
Konşimento (AWB): Hava yoluyla taşınan kargoyu başka bir noktaya taşıyan ve bu kargonun taşıyıcısını, göndericisini ve alıcısını, kargonun taşındığı koşulları ve taşıma değerini belirleyen bir hava taşıma belgesidir. Bu belge ayrıca değerli kargo, canlı hayvan, cenaze, tehlikeli madde veya bozulabilir kargonun nasıl taşınacağını, işgal ettiği hacmi ve ağırlığı düzenler. Bu aynı zamanda bir fatura ve sigorta poliçesidir.
Ara Konşimentolar: Konsolidasyon taşımacılığında, gerçek ve taşıyıcı adına düzenlenen bir hava taşıma belgesidir. Temel formatı ana konşimentodan pek farklı değildir. Ara konşimento, havayolu taşımacılığı IATA kargo acentesi Freight Forwarder tarafından düzenlenen ve kargoların teslim alındığını da gösteren sözleşme niteliğindeki evraklardır.
Kargo Manifestosu: Hava kargo ile gerçekleştirilen taşımanın sırasında, taşınan malların özellikleri, gerekli taşıma koşulları, teslim yerleri ve yöntemleri hakkında bilgi veren bir kargo manifestosudur.
Kargo Transfer Manifestosu: Transfer manifestosu, bir şirketten diğerine kargonun taşındığını gösteren yazılı bir belgedir. Transfer manifestosunun en önemli avantajı, gecikme, zarar veya kaybolmaya bağlı sorumluluğun kime ait olduğunu belirtmesidir.
Kargo Masraflarını Düzeltme Bildirisi: Ağırlığın yanlış bir şekilde çok veya az gösterilmesi, hatalı navlun ücretleri ve diğer tarifelerin uygulanması gibi hataların düzeltilmesine yöneliktir.
Kargo Muhasebe Bildirisi: Gönderen tarafından ödenmesi belirtilen ancak konşimentoda yer almayan masrafların gönderenden tahsil edilmesi durumunda, alıcının ödemesi belirtilen masrafların alıcıdan tahsil edilmesi durumunda veya teslim edilemeyen ödemeli kargoların masraflarının taşıyıcı tarafından konşimento sahibinden tahsil edilmesinde kullanılan belge.
Teslim Edilmedi Bildirisi: Son taşıyıcı tarafından konşimento sahibi taşıyıcıya en kısa sürede verilmek üzere düzenlenen evraktır. Gönderinin varış noktasında 14 gün içerisinde alınmadığı durumlarda, gönderinin alıcı tarafından alınmaktan imtina edilmesi durumunda, gönderinin teslimi ve hareketini önleyen diğer sebeplerin ortaya çıkması durumunda düzenlenir.
Kargo Hasar Raporu: Bu rapor gönderilen kargonun konşimentoda belirtilen kıymetinin düşmesine sebep olan harici veya dahili hasarsın belirtilmesini ve gerekli işlemlerin yapılmasını sağlayan bir formdur.
Kargo Araştırma Raporu: Üç hafta içerisinde bulunamayan kayıp kargolar için düzenlenen rapordur.
Karayolu taşımacılığı uzmanlık ister. Aktarmasız ulaşım olanağı vermesi ve hem güzergahta hem de taşıma kapasitesinde esneklik sağlaması açısından hemen hemen her sektörün lojistik süreçleri içerisinde ihtiyaç duyduğu bir hizmet olan karayolu taşımacılığındaki en büyük uzmanlık konusu da doğru planlamayı yapabilmektir.
Tüm dünyanın 2019 Aralık ayından beri mücadele ettiği Covid-19 ile birlikte kurulan sistemlerin çok kısa bir sürede bozulabileceği, hızla yeni çözümler üretilmesi gereken durumlar yaşanabileceği, ancak esnek olanın ve şartlara en kısa sürede adapte olanın yola devam edebileceği görüldü. Ülke sınırlarının kapatılması, havayolu ve denizyolutrafiğindeki kısıtlamalar, dünya genelinde alınan olağanüstü kararlar neticesinde tedarik süreçlerinde de ciddi aksamalar yaşandı. Bu durum, ticaretin aksamaması ve temel ihtiyaçların tedarik edilmesinde sıkıntılar yaşanmaması için lojistik süreçlerde de doğru planlamanın, ihtiyaçlara ve koşullara göre esneklik sağlamanın önemini bir kez daha ortaya koydu. Bu noktada doğası gereği diğer lojistik hizmetlere göre daha esnek olan karayolu taşımacılığı da bir adım daha öne çıktı. Bunun sonucu olarak da dünyanın farklı noktalarına, farklı güzergahlarla denizyolu ve havayolu taşımacılığının alternatifi olacak karayolu rotaları çıkartıldı.
Öte yandan hali hazırda özellikle Türkiye’den Avrupa’ya, Avrupa’dan Türkiye’ye var olan rotaların düzenli ve kusursuz şekilde işlemesi de önem kazandı. Bugün Esalco Lojistik olarak, var olan yetkinliğimizi, yaşadığımız pandemi sürecinin getirdiği tecrübe ile de birleştirerek Avrupa’nın pek çok noktasına hizmet vermeye devam ediyoruz. Karayolu taşımacılığındaki uzmanlığımızı yaygın acente ağımızla birleştirerek yükünüzü, Avrupa’nın farklı noktalarına güvenle taşıyoruz. Hizmet verdiğimiz ülkelerin başında gelen Almanya’da, çözüm ortaklarımızla birlikte yükünüzü teslim aldığımız andan, teslim ettiğimiz zamana kadar olan tüm süreçleri en doğru şekilde yöneterek, yükünüzün doğru planlamayla ve zamanında istediğiniz noktaya ulaşımını hedefliyoruz. Komple ya da parsiyel yüklerinizin lojistiği için iş sürecini planlıyor, en uygun navlun tekliflerini detaylı şekilde inceliyor, ihtiyaçlarınıza uygun çözümlerimizle yükünüze yola çıktığı andan teslim aşamasına kadar eşlik ediyoruz.
Almanya’ya sağladığımız ihracat servislerinin başında gelen;
FTL (komple tır yüklemeleri)
LTL (parsiyel tır yüklemeleri)
Express tır yüklemeleri gibi tüm hizmetleri, deneyimli kadromuzun rehberliğinde sunuyoruz.
FTL yüklemelerinde gerekli analizleri yaparak, yükün yapısına en uygun araç modeli ile ihtiyacınızı en doğru şekilde karşılayacak çözümleri üretiyoruz. Ayrıca uluslararası parsiyel taşımacılık ihtiyaçlarınızda da konsolidasyon, ayrıştırma, depolama, gümrükleme, kapıdan alım ve kapı teslimatı da dahil olmak üzere tüm lojistik servislerde her zaman Esalco’nun uzman kadrosundan faydalanma şansına sahipsiniz.
Avrupa’nın en önemli pazar ayaklarından biri olan Almanya’ya verdiğimiz karayolu nakliye taşımacılığı hizmeti kapsamında gerekli evrakların hazırlığı ve sigorta ve sözleşme süreçlerinin yönetilmesi de önem teşkil eder. Verilen servisin başından son aşamasına gelene kadar, her evrak dikkat ve özenli bir şekilde süreç içerisinde doğru ve hızlı bir şekilde hazırlanmalıdır. Bu belgeler içerisinde karayolu taşıma / CMR belgesi, FİATA teselüm belgeleri, nakliyeci makbuzu, paket postası makbuzu ve tır karnesi yer almaktadır. Yine doğru sigortalama konusunda verilecek doğru danışmanlıkla da lojistik süreç esnasında taşınan malın başına gelebilecek hasarlardan kaynaklanabilecek riskleri minimalize etmek mümkündür.
Almanya karayolu ihracat servisimiz kapsamında verdiğimiz hizmetler;
Almanya geneline kapıdan kapıya lojistik hizmeti
Lojistik süreç danışmanlığı ve tedarik zinciri yönetimi
Toplama-dağıtım-paketleme ve depolama hizmetleri
Evrak ve sigorta hizmetleri
Gümrük işlemlerinde çözüm ortaklığı
Intermodal taşımacılık hizmeti (yükün bir noktadan diğerine ulaşımı için karayolunun yanı sıra denizyolu, havayolu servislerinin de entegre şekilde kullanımı)
Lojistik, birçok bileşenin bir araya geldiği, her ayrıntının dikkatle incelenmesini gerektiren ve planlamanın esas olduğu, koordineli bir faaliyettir. Çünkü lojistikte her seferinde farklı bir problemin çözümü esastır. Ve her çözümün de gidiş yolu bambaşkadır. Taşınması gereken tüm yüklerde lojistiğin bu özellikleri önem teşkil etse de özellikle proje taşımacılığı söz konusu olduğunda bu hususlar bir kat daha öne çıkmaktadır. Çünkü proje taşımacılığı, ağır, havaleli, hacimli (fazla uzun, fazla geniş veya fazla yüksek) yani gabari dışı olarak tanımlanan yüklerin taşınmasını gerektirmektedir. Bu tip yükler genellikle kamu/özel sektör fabrika, rafineri, madencilik, enerji, inşaat vb. altyapı yatırımlarında gerekli olan malzemeler, cihazlar veya donanımları kapsamaktadır. Proje lojistiğinde, taşımacılık operasyonlarının yanı sıra, müşteriden gelen özellikli dağıtım, depolama veya elleçleme gibi karmaşık lojistik operasyon ve görevler de söz konusu olmaktadır.
Genel olarak bakıldığında, aslında lojistik faaliyetlerin tamamı; taşıma, dağıtım, planlama veya depolama gibi unsurları içerdiği için hemen hemen her faaliyet genel anlamda “proje” olarak tanımlanabilir. Sektörde sıkça dile getirilen “Müşterinin istediği her hizmet talebi aslında bir projedir” sözü aslında tam olarak bu bakış açısını ortaya koymaktadır. Çünkü müşterinin her talebi, günün sonunda bir önceki talebinden daha farklıdır. Ve her projenin de, planlaması, organizasyonu, bütçesi, evreleri ve zaman kısıtları vardır.
Her ne kadar aynı anlama geldiği düşünülse de sektörel açıdan bakıldığında, “proje taşımacılığı” ve “proje lojistiği” kavramlarının arasında da fark vardır. Proje taşımacılığı, özellikle ağır, havaleli, gabari dışı eşyaların taşınmasında kullanılırken; proje lojistiği ise taşımacılık operasyonlarının yanında müşteriden gelen özellikli dağıtım, depolama veya elleçleme gibi karmaşık lojistik operasyon ve görevleri kapsamaktadır.
Proje taşımacılığı ya da proje lojistiğinde pek çok nokta önem teşkil etmektedir ancak kısaca bahsetmek gerekirse öne çıkan başlıca noktalardan biri risk yönetimidir. Risk yönetimi planlarının ve risk alanlarının belirlenmesi zaruridir. Taşıma sırasında insan, yöntem ve araç kullanımından kaynaklanabilecek hasar ve kaza tahminleri mutlaka yapılmalıdır. Çünkü sevkiyatı yapılan malzeme genellikle kitle tipi üretim ürünü olmadığı için çoğunlukla yedeği bulunmamaktadır. Bu nedenle lojistik transfer sırasında zarar görmemesi gerekmektedir.
Proje lojistiğindeki bir diğer önemli husus güzergahın belirlenmesidir. Taşınacak malzemeler hacim, ağırlık veya malzeme özellikleri gereği genellikle denizyolu, demiryolu taşıma türlerinde özel düzeneklere, taşıma kap veya araçlarına ihtiyaç duyulmakta; karayolunda ise sevkiyatlar çok akslı özel araçlarla yapılmaktadır. Bu nedenle liman, terminal kapasiteleri, geçiş yapılacak tünel, otoyol, köprü, kavşak, üst geçit yükseklikleri ve ağırlık kaldırma kapasitesi, yol şerit sayısı ve trafik yoğunluğu dikkat edilmesi gereken unsurlardır. Proje taşımacılığında sevkiyat sırasında yollarda herhangi bir sıkışıklığa veya tıkanıklığa sebebiyet verilmemesi gerekmektedir. Güvenlik unsurları titizlikle hesaplanmalı ve önlemleri de bu doğrultuda alınmalıdır.
Proje taşımacılığının üç temel kuralı; “sağlık, güvenlik-emniyet, çevreyle (health, safety, environment-HSE) ilgili kurallara uyumdur”.
Sigorta konusu da proje lojistiğinin en önemli unsurlarından biridir. Havaleli ve ekonomik değeri yüksek olan yükün lojistiği; farklı lojistik servisler arasındaki aktarımı, istenmeyen bir durum karşısında oluşabilecek hasar veya zararın ortaya çıkması gibi durumlar söz konusu olduğunda tarafların sorumluluklarının net çizgilerle belli olması ve oluşabilecek herhangi bir zararın tazmini için sigortanın yapılması oldukça önemlidir.
Bütün bu noktalar dikkate alındığında proje lojistiği konusunda hizmet veren lojistik firmaların sektör deneyimi yüksek, uluslararası lojistik kurallarına hakim, yaratıcı, yenilikçi, detaylara önem veren, takım çalışmasına ve mühendislik (teknik) hesaplamalarına yatkın ekiplere sahip olmaları gerekmektedir.
Proje Lojistiğinin Süreçleri
Proje taşımacılığında süreçler yedi ana faz şeklinde sıralanabilinir. Bunlar;
Hazırlık
Analiz
Tasarım
Planlama
Uygulama
Sonuçlandırma
Kontrol aşamalarıdır.
Proje Lojistiğinde Taşınabilecek Tesisler
Proje lojistiği kapsamında pek çok tesisin taşınması söz konusu olabilmektedir. Bunu tamamıyla ihtiyaç ve gelen talep belirlemektedir. Ancak örnek vermek gerekirse bu tesislerden bazıları;
Termik santraller
Baraj ve hidroelektrik santraller
Mobil santraller
Rafineri ve petrokimya tesisleri
Boru hattı lojistiği
Raylı sistem projeleri
Doğalgaz santralleri
Fabrikalar
Üretim tesisleri olarak örneklendirilebilir.
Küresel dünyada ve gelişen ekonomik sistemde proje taşımacılığına olan ihtiyaç geçmişe göre artış göstermektedir. Bu da bize gelecekte bu alandaki ihtiyacın artacağı yönünde bir vizyon sağlamaktadır. Bu alandaki ihtiyacın artışı da yetişmiş iş gücüne ve deneyime ve uzmanlığa olan ihtiyacı beraberinde getirecektir. Günlük lojistik süreçlerden ve operasyonlardan farklı olarak ele alınması gereken proje lojistiğinde taşınacak yükten önce yönetilmesi gereken en birincil unsurun “vakit” olduğu söylenebilir. İşte bu sebeple proje lojistiğinde hizmet alan ve veren tarafların ortak dili konuşması, süreci beraber oluşturmaları ve yönetmeleri çok önemlidir. Bu ortak hareket, işin yönetim sürecinin doğru şekilde optimize edilmesine ve en büyük öz kaynaklardan biri olan vaktin doğru değerlendirilmesine yardımcı olacaktır.
Esalco Lojistik olarak kurulduğumuz 2011 yılından beri en sade anlatımıyla, bir ürünü ya da hammaddeyi, bir noktadan diğer bir noktaya taşıyoruz. Kulağa çok basit gelebilir ancak biz lojistiğin basit görünümünün ardındaki derinliği çok seviyoruz. Çünkü taşıdığımız her bir ürünle ya da hammaddeyle insanlara aslında özgürlüğü, mutluluğu, teknolojiyi, ağız tadını, ilhamı, hayata dair küçük zevkleri, renkli keşifleri, zamanı taşıyoruz.
Merkez/HQ: Altunizade Mah. Mahir İz Cad. B Blok No: 9/1B İç Kapı No: 7 Üsküdar / İstanbul Şube/BR: Konak Mah. Badem Sok. Lotus Plaza N0:26/B D:33 Nilüfer/BURSA Şube/BR: Çınarlı Mahallesi,Şehit Fethi Sekin Cad No.3 Sunucu Plaza B Blok K.9/901 35170 Bayraklı / İzmir. Şube/BR: Güvenevler Mah. 1928 Sok. Ekinci Global İş Merkezi Sitesi K.14 No:5/25 Yenişehir – MERSİN. Şube/BR: Hoşnudiye Mahallesi 746 Sok No13 D.65 Soho Business Center Tepebaşı / Eskişehir. Sube/BR: Istanbul Havalimani Kargo Terminali Tayakadin Mah. Nuri Demirag Cad. Bina No:33 İc Kapi No:170 Arnavutkoy / Istanbul Sube/BR: 1 rue de la Haye, 93290 Tremblay En France Paris/France
+33 647 37 63 81
contact@esalco-paris.fr Sube/BR: Twin Towers Wienerbergstr.11 A-1120 Wien / Austria
+43 1 99460 – 5065
vienna@esalco-vienna.at Sube/BR: SKYPARC Batiment St.Exupery Rue Constellation 67960 ENTZHEIM Strasbourg / France
+33 7 60 86 90 04
contact@esalco-strasbourg.fr FZCO:Warehouse No FZS1AJ06 & FZS1AJ07 Jebel Ali Freezone South / Dubai / UAE
+971 4 343 4605
contact@esalco-uae.ae
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Kabul EdiyorumGizlilik Politikası
Privacy & Cookies Policy
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.