Entegre Lojistik Nedir?
Değişen demografik yapı, ticari ihtiyaçlar, global ekonominin yansımaları ile birlikte lojistik sektörünün her geçen gün kendini yenilemesi, hizmetlerine yeni modüller eklemesi ve katma değerli hizmetler üretmesi gerekmektedir. Günümüzde artık lojistik kavramının, bir malın bir noktadan alınarak diğer bir noktaya ulaştırılması gibi basit bir tanımın ötesine geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Artık lojistik şirketleri, taşımacılık hizmetinin yanı sıra, depolama, depo yönetimi, ulaşım yönetimi, envanter yönetimi, tersine lojistik gibi ek hizmetleri de üstlenerek, lojistik kavramını bütünsel bir yaklaşımla ele almaktadırlar.
İşte entegre lojistik kavramı da tam olarak yukarıda belirtmiş olduğumuz gelişmeler ve ihtiyaçlar neticesinde ortaya çıkmıştır. Entegre lojistik, lojistik firmalarının, lojistik alanında vermiş oldukları tüm ek hizmetleri kapsamaktadır. Aynı zamanda kendi tedarik zincirlerini kuran ya da bir çözüm ortağı ile birlikte çalışsa bile daha bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç duyan vizyoner şirketler, tedarik zinciri alanındaki yapılanmalarını entegre lojistik yaklaşımına çevirmeyi, şirketlerinin güvenli ve hızlı şekilde büyümesinin adımlarından biri olarak görmektedirler.
Entegre Lojistik Yönetimi
Müşterinin istek ve ihtiyaçlarını öngörüp, bu istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda pozisyon alarak; ihtiyaç duyulan sermaye, malzeme, insan kaynağı, teknolojik altyapı, bilgi ve donanımı temin etmek gerekmektedir. Sonrasında müşterinin beklentilerini karşılayabilmek için kusursuz şekilde ve aksamadan mal ve hizmet üreten bir ağı da kurgulamak ve aynı zamanda bu ağı optimize etmek de gerekmektedir. İşte tüm bu sistemin kurulup, işler hale getirilmesi entegre lojistiğin konusudur.
Hizmet odaklı bir yaklaşıma sahip olan entegre lojistik kavramı, bir ürünün ya da malın hammadde aşamasından, son kullanıcıya ulaşım aşamasına kadarki tüm lojistik süreçlerinin ve bu lojistik süreçlere yardımcı hizmetlerin tamamını kapsamaktadır.
Entegre Lojistik Yönetiminin 6 Temel Aşaması
Tedarik zinciri yönetimi, 6 temel aşamadan oluşmaktadır. Bu alanları kapsayıp, kusursuz şekilde işleyişini sağlayacak şekilde hizmet veren lojistik firmaları ya da şirketler entegre lojistik yönetimini başarıyla yerine getirmektedirler. Bu alanlardan kısaca bahsetmemiz gerekirse:
Depolama
Lojistiğin alt bileşenlerinden biri olan depolama hizmeti; bir ürünün, malın, envanterin ya da bilginin bu amaçla oluşturulmuş özel alanlarda, binalarda depolanması olarak tanımlanabilir. Önemli olan bu depolamanın en ekonomik ve en güvenli şekilde gerçekleştirilmesidir. Bunun sağlanabilmesi için de, depo yönetiminin ve depo planlamasının en doğru şekilde yapılması gerekmektedir.
Depolar, üretimin ve satışın sürdürülebilir olmasını sağlayan önemli merkezlerdir. Depolama hizmeti sayesinde üretim aşaması tamamlandıktan sonra ürünlerin nerede saklanacağı düşünülmeksizin, yıl boyunca üretime aksamadan devam edilebilir. Aynı şekilde talep oluşması durumunda depolanan ürünlerin hızlıca satılması da sağlanabilir.
Operasyon maliyetlerinin kontrol altında tutulması açısından firmalar için büyük önem teşkil eden depolar bu stratejik durumları sebebiyle entegre lojistik hizmetlerinin de en vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmektedirler.
Depo Yönetim Sistemleri
Depo yönetim sistemi; depo içerisinde bulunan mal ya da ürünler ile ilgili kısa ya da uzun vadeli süreçte gerçekleştirilecek işlemlerin tamamı için geliştirilen bir tanımlamadır. Depo yönetim sistemi, lojistik süreçlerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Depodaki tüm sistemin kusursuz işlemesine, yönetimine, optimize edilmesine, kısacası en basit günlük operasyonların bile takibine yardımcı olur. Yükleme operasyonları, saklama, siparişlerin işlenmesi ve takibi, envanter yönetimi, etiketleme, ambalajlama, ikmal, toplama gibi bir ürüne dair her konunun sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin temelini oluşturur.
Depo yönetim sisteminin başarılı bir işleyişe sahip olabilmesi için, bu yönetimi talep eden firmanın tüm birimleri ile uyumlu şekilde çalışması ve kesintisiz bir iletişim içerisinde olması gerekmektedir. Kesinlikle yatırım yapılması gereken bir alandır ancak üretkenlik, sürdürülebilirlik, kaynakların doğru kullanımı ve maliyet optimizasyonu gibi alanlarda bu yatırımın karşılığını fazlasıyla verir.
Depo yönetim sistemleri sayesinde bir malın ya da ürünün sevkiyatı sonrasında meydana gelebilecek olası aksaklıkların önüne geçmek mümkündür. Ayrıca günümüz tüketim ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda firmalara rekabet üstünlüğü sağlayan “hız” ve “satış sonrası takip” faktörlerinin karşılığının da fazlasıyla karşılaması söz konusudur.
Depo yönetim sistemlerinin sağladığı avantajlar
Yatırım yapılması gereken bir alan olması sebebiyle firmalara başlangıçta bir maliyet kalemi gibi görünse de uzun vadede bu yatırımın karşılığını fazlasıyla alabileceğiniz depo yönetim sistemleri her şeyden önce muhatabına donanımlı bilgi erişim avantajı sunar. Ayrıca tedarik zinciri operasyonlarını hızlandırarak firmalara ciddi bir hız ve ataklık kazandırır ki bu da günümüz dünyasında rekabette öne geçebilmek adına oldukça önemlidir. Depo yönetim sistemleri ayrıca doğru bilgiye hızlı erişim sağlama imkanı sunması sebebiyle şirketlere tedarik zinciri yönetimleri konusunda gerçekçi ve sağlıklı bir projeksiyon avantajı sağlar. Üretkenliği artırır, insan kaynağı kullanımını optimize eder ve daha iyi iş birliklerinin kurulabilmesi için elverişli ortamı yaratır.
Ulaşım Yönetim Sistemi
Şirketlerin mal ve ürün sevkiyatları ve tedarik zinciri yönetimleri kapsamındaki tüm transferler ulaşım yönetim sistemlerinin uzmanlık alanında değerlendirilir. Firmalar bu sistemi kendi iç bünyelerinde kurabilecekleri gibi lojistik hizmet aldıkları tedarikçi firmadan da talep edebilirler. Ulaşım yönetim sistemi ile amaçlanan tabii ki en başta verimlilik ve maliyet optimizasyonudur. Tüm siparişlerin otomatik oluşturulması için kurgulanan altyapı sayesinde insan hatalarının önüne geçilmekte, gönderinin izlemesi gereken yol en doğru şekilde kurgulanmakta ve aynı zamanda takibi de yapılabilmektedir.
İhtiyaca uygun ve doğru şekilde oluşturulmuş bir ulaşım yönetim sistemi, firmalara çok ciddi avantajlar sağlar. Bu avantajların başında, firmaların taşıyıcı firmalarla yapmış oldukları sözleşmelerin verimliliği gelmektedir ki bu durum firmaların karlılığını bire bir etkilemektedir. Avantajların bir diğeri risk yönetiminin sağlanabilmesidir. Ulaşım yönetim sistemleri firmalara ayrıca uluslararası lojistikte işlevsellik, öğe görünürlüğü imkânı, koli gönderi desteği, navlun yerleşimi, iş zekâsı ve karşılaştırmalı veri kapasitesi gibi olanaklar da sunmaktadır.
Gerçek Zamanlı Konumlandırma Sistemleri
Şirketlerin, kendi bünyelerinde yer alan insan kaynaklarının ve/veya varlıklarının bulundukları konumu geçici veya tam zamanlı olacak şekilde bulmaları, tanımlamaları, izlemeleri ve yönetmeleri için geliştirilen ve teknoloji tabanlı bir sistemdir. Özellikle şirket personelinin çalışma emniyetinin ve verimliliklerinin artırılması, tedarik zinciri operasyonlarının aksamadan devam ettirilmesi gibi belirgin avantajlar sunar. En yaygın kullanım alanı lojistik süreçlerde kullanılan taşıma araçlarının GPS sistemi ile takibinin sağlanmasıdır. Bu sayede uluslararası lojistikte bir aracın hangi noktada bulunduğu kolaylıkla tespit edilebilmekte, izleme kapalı bir ortama girinceye kadar kesintisiz sağlanabilmektedir.
Gerçek zamanlı konumlandırma sistemleri ile kurulan iletişim özellikle, yürütülen organizasyonun ve bu organizasyonların muhatapları olan tedarikçileri ve müşterileri arasında sağlanmaktadır. Ayrıca organizasyon içindeki diğer destek modüller ve lojistik, tedarik, mühendislik, pazarlama, üretim gibi fonksiyonlar da bu iletişimin faydasını görmektedir.
Envanter Yönetim Sistemleri
Şirketlerin üretim, satış, perakende ve depo olmak üzere tüm birimlerine ait envanter bilgilerinin doğru şekilde toplanmasını ve kullanılmasını sağlayan yönetim sistemidir. Kaynakların doğru şekilde değerlendirilmesi, hammadde tedariğinin planlanması, eldeki kaynakla üretime devam edilmesinin sağlanması, stok takibi gibi konularda firmaların verimliliğini artırmaktadır.
Tersine Lojistik
Üreticiden tüketiciye doğru akış eğiliminde olan lojistik süreçlerin, tam tersi bir rota izleyerek tüketiciden üreticiye doğru evrilmesi ile gündeme gelen ve özellikle son yıllarda e-ticaretin artışı ile birlikte hız ve önem kazanan bir lojistik kavramdır. İnternet üzerinden satışların artışı ile birlikte doğal olarak ortaya çıkan iade süreçleri ve bu süreçlerin takibi tersine lojistik kapsamı içerisinde ele alınmaktadır. Yanlışlıkla satın alınan ürünler, teslimat sırasında meydana gelen hasarlar, garanti kapsamındaki sıkıntılar, paketleme esnasında meydana gelen sorunlar sebebiyle iade edilen ürünlerin takibi ve iade sebeplerinin doğru anlaşılabilmesi, kaydının tutulabilmesi dönüşüm oranının düşmesine dolayısı ile firmaların karlılığının artmasına sebep olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Parsiyel Taşımacılık Ve Avantajları