Lojistik hizmetler, küreselleşen pazarda doğrudan ya da dolaylı şekilde birçok sektörü ve firmayı etkiliyor. Son yıllarda global boyutta yaşanan ekonomik sıkıntılar, bu sıkıntıları takip eden Covid-19 süreci, piyasalarda meydana gelen arz-talep dengesizlikleri ve değişken fiyatlandırmalar neticesinde kontrol edilmesi gereken birçok faktör içerisinde lojistik süreçler de doğal olarak üst sıralarda yerini almaya başladı.
Üretimin devam edebilmesi, hammaddenin temini, dağıtımın dengeli şekilde sağlanması ve daha pek çok unsur, sektörleri ve firmaları global çapta görünmez bağlarla birbirine daha çok bağlar hale geldi. Böylesine hareketli ve öngörülemeyen koşullar altında rekabet edebilmeye çalışan firmalar, sadece ürettikleri ürün ya da hizmetin maliyetini değil, tedarik zinciri ve lojistik süreçlerdeki maliyetlerin de hesabını çok daha incelikli şekilde yapmaya başladılar. Tüm bu açılardan baktığımızda, lojistik servislerin başında gelen denizyolu taşımacılığı da bugünün küresel ve ekonomik koşullarında var olan önemini bir kat daha artırdı.
Denizyolu lojistiğini geçmişten bugüne değerlendirdiğimizde ülkelerin eknomik yapılarını daima pozitif yönde etkilediğini söylemek mümkündür. Taşımacılık türleri içerisinde birim taşıma maliyeti açısından değerlendirildiğinde hem en ekonomik hem de en güvenli servislerden biri kabul edilen denizyolu taşımacılığı; büyük hacimli ve kütleli yükler için de en uygun servistir. Ancak tabii ki diğer taşıma türlerine göre de en yavaş nakliye yöntemidir. Dolayısıyla yazımızın girişinde belirttiğimiz tüm ekonomik ve konjonktürel konular açısından bakıldığında denizyolu taşımacılığının avantajlı yanları değerlendirilerek rekabet üstünlüğü sağlamak ve katma değerli hizmet yaratmak mümkündür.
Denizyolu taşımacılığında genel olarak büyük hacimli yükler, taşımacılıkta kullanılan büyük gemilere yüklenerek, elleçlenirler. Bu süreçte, yükün varış noktasına kadar olan yolculuğunda gerekli olan tüm güvenlik önlemleri alınır. Denizyolu taşımacılığı, uluslararası ticarette oldukça önemli bir role sahiptir. Bu durum %70’inden fazlası yani yaklaşık 361 metrekarelik kısmı okyanuslarla kaplı olan yerkürede oldukça anlaşılır bir durumdur ve bir defada büyük montanlı yükler taşıyabilme imkanı, güvenli olması, kapasitesi, hasar ve kaza riskinin düşük olması gibi sebeplerle de herhangi bir yükün kıtalararası yolculuğunda denizyolundan sıklıkla bahsetmemek pek de mümkün değildir.
Demiryoluna göre 3,5; karayoluna göre 7 ve havayoluna kıyasla ise 22 kat daha ucuz bir taşımacılık türü olan denizyolu lojistiğinde genel anlamda 2 farklı türde hizmet verilmektedir.
- Tramp Taşımacılık
- Liner Taşımacılık
Tramp Taşımacılık: Düzensiz taşımacılık olarak da tanımlanbilen “Tramp Taşımacılık”ta en önemli husus, herhangi bir yükün var olma durumudur. Çünkü denizyolu taşımacılığında kullanılan gemiler genel manada hangi limanda yük olursa o limana uğrama metodu ile çalışmaktadırlar. Yükün bulunduğu iki liman arasında, herhangi bir tarih ya da zaman aralığı olmaksızın yapılan bu taşımacılık türü, geminin tamamının ya da bir kısmının büyük hacimli yüklerle doldurulması esasına dayanmaktadır. Ham petrol, kereste, yeraltı cevherleri, kömür gibi hacimli, dökme yüklerin kıtalar arası taşınmasında sıklıkla tercih edilmektedir. Tramp taşımanın gerçekleşebilmesi için öncelikle herhangi bir yükün var olması gerekeceği için bu taşımacılık türünde belirli bir navlundan söz edebilmek oldukça güçtür.
Liner Taşımacılık: Düzenli taşımacılık olarak da tanımlanabilecek “Liner Taşımacılık”ta ise en önemli husus tramp taşımacılığın aksine yük değil, hizmettir. Liner taşımacılıkta her şey planlı ve programlıdır. Yük taşımacılığında kullanılacak gemilerin kalkış-varış ve aktarma limanları önceden belirlenmiş, tarihler saptanmış durumdadır. Yani belirli bir tarife söz konusudur ve gemiler, bu tarifeye göre hareket ederek, belirlenen tarihlerde, belirlenen limanlara uğramakta; yükleme ve boşaltma işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Kısaca belirtmek gerekirse, geminin tamamının dolu olup olmaması önem teşkil etmez ama tarife uymak oldukça önemlidir. Ro-ro ve konteyner taşımacılığı liner taşımacılık türünün iki güzel örneğidir.
Deniz bağlantısının karayolu üzerinden sağlandığı ro-ro’da, taşımacılık türüne de adını veren ro-ro tipi büyük gemiler kamyon, tır gibi yükle dolu tekerlekli nakliye araçlarını taşımaktadırlar. Özellikle kapıdan kapıya ya da depodan depoya alımı ve teslimi istenmesi durumunda tercih edilen bir liner taşımacılık yöntemidir.
1930’lu yıllarda, Malcolm McLean’ın geliştirdiği “konteyner” adı verilen ve her türlü dış etkene karşı içinde sakladığı yükü koruyan metal sandıklar ile gerçekleştirilen konteyner taşımacılığı da yine belirttiğimiz gibi liner taşımacılığın en güzel örneklerinden biridir. ISO standartlarına göre 20’lik ve 40’lık olarak üretilen konteynerler, %85’lik kullanım oranları ile denizyolunu taşımacılığının olmazsa olmaz ekipmanları arasında yer almaktadırlar.
Gemilerin kendilerine ait vinçleri aracılığı ile kolaylıkla yüklenip boşaltılabilen konteynerler, bu sayede lojistikte ciddi şekilde zamandan tasarruf edilmesini sağlamaktadırlar.
Tehlikeli madde taşımacılığı, kombine taşımacılık ve dökme yük taşımacılığı türlerini de bünyesinde barındıran denizyolu taşımacılığı, üzerinde yol aldığı derya gibi uçsuz bucaksız bir konu olması sebebiyle çok farklı bakış açıları ve farklı unsurlar ile ele alınması gereken derin bir konudur. Dünya ticaretinde önemi hiçbir zaman kaybolmayacak olan, doğru yatırımlar ve teşviklerle ülkelerin ekonomik gelişimlerinde ciddi etki sağlayabilecek denizyolu lojistiği hakkındaki diğer makalelerimizde görüşmek dileğiyle.