Basit şekilde anlatım yoluna gidildiğinde; bir ürünün ya da malın istenilen zamanda, talep edilen miktarda, istenilen noktada olma durumu olarak tanımlayabileceğimiz lojistik faaliyetler; tanımındaki bu basitliğe uymayan, farklı bileşenlerin, farklı kişi, organizasyon ve ekiplerin, farklı ekipman, araç-gerecin, bir sürü prosedürün, yasal işlemin ve şu anda sayamayacağımız kadar çok unsurun bir araya gelmesi koşulu ile sağlanan bir organizasyonlar bütünüdür. Bu kadar çok bileşenin bulunduğu bir organizasyon yapısı içerisinde de ortaya çıkacak pek çok riskten, bu risklerin öngörülmesi gereksiniminden ve bu riskleri ortadan kaldırabilecek birçok güvenlik önleminden bahsetmek mümkündür.
Lojistik sektöründeki güvenlik koşullarını iki açıdan ele almak mümkündür. İş sağlığı, kalite standartları ve iş güvenliği önlemlerini bir yaklaşım grubu olarak değerlendirirken, operasyonel süreçlerde ihtiyaç duyulan ve taşınan ürünün / yükün bir noktadan diğerine güvenle ulaştırılması esnasında doğabilecek riskleri minimuma indirilmesi için yapılması gereken taşımacılık sigortası, sözleşme ve genel güvenlik tedbirlerini ise ikinci bir yaklaşım grubu olarak değerlendirmek mümkündür.
Lojistik süreçlerin yönetimini ve işleyişini sağlayan ve farklı birimlerde görev yapan çalışanların iş yerlerindeki fiziki ve çevresel koşullar sebebiyle maruz kalabilecekleri herhangi bir sağlık ve güvenlik sorununun ele alındığı ilk bölüm ISG olarak tanımlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği” kapsamında değerlendirilen bölümdür. ISG, çalışanların sadece fiziksel koşullarını değil, sosyal ve mental açıdan da uygun koşullarda çalışmasını hedefler ve bu standartları ortaya koyar. Çoğu sektörde olduğu gibi insan emeğinin fazlasıyla öne çıktığı lojistik sektöründe de konu meslek etiği, insani değerler ve iş kalitesinin sağlanması açısından ele alındığında, çalışanların sağlığı, güvenliği ve mutluluğu fazlasıyla önem teşkil etmektedir. İş kazalarının, meslek hastalıklarının önlenmesi ve çalışan her bireyin güvenli, huzurlu, sağlıklı bir ortamda çalışabilmesi için firmalar konuyu hukuki düzenlemelerle güvence altına almakta ve ISG koşullarını sağlamak için özel denetim mekanizmaları geliştirmektedirler.
İş sağlığı ve güvenliği koşulları her ne kadar lojistik alanında faaliyet gösteren firmalar açısından hayati önem taşısa da mevcut yazımızın içerisinde bu konu ile ilgili detaylara çok fazla yer vermeyeceğiz. İçeriğimizi daha çok ikinci yaklaşım olarak tanımladığımız operasyonel önlemler ve güvenlik koşulları boyutunda derinleştireceğiz.
Lojistik Sektöründeki Riskler
Tüm sektörün global çapta birbirine bağlı olduğu bu dev lojistik yapılanma içerisinde birtakım risklerin olması ve bu risklerin aşırı yüksek maliyetler doğurması kaçınılmazdır. Bazen insan hatası bazen de global düzeyde gerçekleşen büyük krizler, afetler, siyasi koşullar sebebiyle ortaya çıkan bu risklerin tamamı öngörülebilir olmasa da sonuçlarına karşı hazırlıklı olabilmek için baştan önlem alınması bir gerekliliktir.
Lojistik sektöründe karşılaşılabilecek riskleri en yalın şekilde sınıflandıracak olursak:
- Finansal riskler (Likit yönetimi, kredibilite, hazine yönetimi, kontrat denetimi… vb.)
- Stratejik ve politik riskler
- Operasyonel riskler (Kargo hasarları, sabotaj, depolama ve elleçlemeden doğan hasarlar, araç ve ekipman güvenliği, hava koşulları ve iklimsel riskler… vb.)
- İnsan kaynağı riskleri (Çalışan uyumu, işe alma süreçleri, çalışan güvenliği, tedarikçi yönetimi, yasal düzenlemeler… vb.)
- Tabii afetler, kazalar, terörizm, savaş, grev, kargaşa, ayaklanama olarak sıralamamız mümkündür.
Tüm bu risklerin yaratabileceği olumsuz koşullardan etkilenmemek ya da meydana gelen durumdan en az hasarla kurtulabilmek için lojistik faaliyetlere özel sigortalardan faydalanmak kaçınılmaz bir gerekliliktir ve bu sebeple taşımacılık sigortası konusu, sektörel anlamda alınması gereken güvenlik önlemlerinin başında gelmektedir.
Lojistik Sektöründe Kullanılan Sigorta Türleri
Aynı konu başlığı altında yer almalarına rağmen farklı alanlara hitap eden ve farklı amaçlarla kullanılan 3 farklı nakliye sigortası türü bulunmaktadır.
- Emtia Nakliyat Sigortaları
- Sorumluluk Sigortaları
- Tekne Sigortaları
Emtia Nakliyat Sigortaları: Havayolu, karayolu, denizyolu veya demiryolu kullanılarak bir ürünün / yükün / malın bir noktadan diğer bir noktaya ulaştırılması esnasında karşılaşılabilecek herhangi bir tehlikeden dolayı meydana gelebilecek tüm hasarlara karşı teminat sağlayan sigortalara emtia sigortası denilmektedir.
Sorumluluk Sigortaları: Taşıyıcının sorumluluğu altındaki konuların kapsamına giren riskleri teminat altına almak amacıyla yapılan sorumluluk sigortalarının hem yurt içindeki faaliyetleri kapsayan türü (Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortaları), hem de uluslararası lojistik faaliyetleri kapsayan (CMR) türü bulunmaktadır.
Tekne Sigortaları: Lojistik sektöründe kullanılan her türlü deniz aracının başına gelebilecek sıkıntılı durumları ve denizlerde / nehirlerde meydana gelebilecek tehlikeli koşullar sonucunda oluşabilecek hasarları teminat altına alan ve bu amaçla yapılan taşımacılık sigortası kapsamındadır.
Lojistik Hizmet Sözleşmesi ve Uluslararası Taşıma Anlaşmaları
Lojistik sektöründe güvenlik önlemleri kapsamında değerlendirilebilecek bir diğer konu da lojistik hizmet sözleşmesi ve uluslararası taşıma anlaşmalarıdır. Tüm bu sözleşme ve anlaşmalar, gerçekleştirilen lojistik operasyonların koşullarının baştan belirlenmesine ve yapılan işi zedeleyebilecek, yoruma açık herhangi bir hususun oluşmamasına yardımcı olmaktadır.
Lojistik alanında faaliyet gösteren firmaların attıkları her adımı kapsayacak lojistik hizmet sözleşmesi ve anlaşmalar yapmaları, bu sözleşme ve anlaşmaların kapsamlarını çok iyi değerlendirmeleri ve eksiksiz şekilde düzenlemeleri, lojistik faaliyet gösterdikleri ülkelerin kanunlarını, prosedürlerini, uyguladıkları yaptırımları çok iyi bilmeleri, lojistik faaliyetlerin taraflarının kapsam ve sorumluluklarını belirleyen anlaşma ve sözleşmelerin içeriklerini kusursuz şekilde belirlemeleri hayati önem taşımaktadır.
Lojistik Operasyonlara Yönelik Alınması Gereken Tedbirler
Lojistik operasyonlar birbirleri ile benzerlikler gösterse de aslında her biri kendine özeldir. Her bir operasyonun koşulu, içeriği birbirinden farklıdır. İki lojistik faaliyet arasında tüm koşullar birbirine benziyor gibi görünse de her şeyden önce “zaman” en değişken faktördür ve zamanın getirisi çok iyi hesaplanmalıdır.
Bir diğer açıdan bakıldığında her bir lojistik operasyonda farklı taşımacılık servislerinden faydalanılmaktadır. Temel olarak denizyolu, havayolu, karayolu ve demiryolundan oluşan her lojistik servis hizmetinin tabiatı, koşulları da birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi şartlarına uygun güvenlik önlemlerinin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Karayolu taşımacılığında kullanılan güvenlik tedbirleri en çok tehlikeli madde taşımacılığını kapsamaktadır. Taşınması esnasında can, mal kaybına ve çevresel sorunlara sebep en yüksek oranda olabilecek taşımacılık türlerinden biri olan tehlikeli madde taşımacılığında, uyulması gereken kurallar ve alınması gereken önlemler farklı konvansiyonlar ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmıştır. Bu alanda faaliyet gösteren lojistik firmaların, bu kuralları harfiyen uymaları gerekmektedir.
Proje taşımacılığı alanında da taşınan yükün yapısından kaynaklanan risklerin planlanması ve her adımın titizlikle hesaplanarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Kısaca HSE olarak belirtilen ve uluslararası standartlar ile sınırları belirlenen “Health, Safety, Enviroment” önlemleri ile gerçekleştirilen lojistik operasyonun riskleri minimuma indirilmeli, güvenlik koşulları maksimize edilmelidir.
Tüm bu güvenlik tedbirleri havayolu ve denizyolu konteyner taşımacılığında da kendi tabiatlarına uygun şekilde oluşturulmuştur. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların ve bu firmaların deneyimli ekiplerinin de bu prosedürleri bilmeleri ve buna göre hareket etmeleri gerekmektedir.
Tüm bunlara ek olarak lojistik sektörünün olmazsa olmazı depo alanları da güvenlik önlemleri kapsamında ele alınmalıdır. Özellikle depodaki ürünlerin elleçlenmesi esnasında iş kazaları meydana gelebilmektedir. Hem çalışan sağlığının korunması hem de ürünlerin hasar görerek maddi kayıp yaşanmaması için depolarda görev yapan kişilerin bilinçli ve eğitimli olmaları gerekmektedir.
Tüm bu koşulları genel olarak değerlendirdiğimizde, farklı bileşenlerden meydana gelen ve bunun sonucunda da çok farklı risk grupları barındıran lojistik sektöründe sayısız güvenlik tedbirlerinin var olduğunu görmekteyiz. Sektörde faaliyet gösteren firmaların bu riskleri eksiksiz şekilde öngörmeleri ve her bir adımı hesaplayarak ilerlemeleri oldukça önem teşkil etmektedir.
İlginizi Çekebilir: Çapraz :Sevkiyat Nedir? Çapraz Sevkiyat Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Neler?