Tersine Lojistik: Dönüşüm ve İkincil Kaynakların Yaratılmasında Öncü
Son yıllarda Dünya nüfusunun hızlı ve kontrol edilemez bir şekilde artışı, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, doğal kaynakların azalması, hammadde temininde sıkıntıların yaşanması gibi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. 70’li yıllara kadar global gündemde yer almayan iklim sorunları, çevresel problemler ve sürdürülebilirlik politikası ile ilgili beklentiler, 2000’li yıllara gelindiğinde hızlı aksiyon alınması gereken, endişe verici bir boyuta taşınmıştır. Ülkelerin çevre ve sürdürülebilirlik politikalarını sadece kendi içlerinde ele almaları yeterli olmamış, bu sorunla ilgili global boyutta önlemler alınması ve konuya bütüncül şekilde yaklaşılması önem arz etmiştir.
Geri dönüşüm ile ilgili planlamalar da bu ortak hareketin ilk sırasında yer almaktadır. Doğal kaynakların verimli şekilde kullanılabilmesi için hammadde tüketimini azaltmak ve tekrar değerlendirilmesi mümkün olan nitelikli atıkları geri dönüştürmek, günümüz Dünyasında bir zorunluluk haline gelmiştir. Sonuçta hepimizin günlük hayatında sıkça kullandığı cam, plastik, kâğıt/karton gibi malzemelerden üretilen eşyalar, ambalajlar vb. unsurlar su, petrol,
yeraltı kaynakları, orman ve bitki örtüsü gibi doğal kaynakların işleme tabi tutulması sonucunda elde edilmektedir. Metal, hurda ve kâğıt atıklarının toplanması; cam şişe ve depozito uygulamaları uzun yıllardan beri Dünya genelinde sürdürülmekte olan geri dönüşüm faaliyetleri arasında yer almaktadır. Çünkü bahsi geçen tüm bu malzemelerin geri dönüştürülmesi, doğadan tamamıyla yok edilmesine oranla çok daha az zahmetli, çok daha az maliyetli ve aynı zamanda çok daha çevreci bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
İlerleyen yıllarda nüfus artışına paralel gelişen üretim ve hammadde teminindeki sıkıntıların, çevresel sorunların ve bunların ekonomik etkilerinin lojistik olarak da bir karşılığı ortaya çıktı. Artık tanımlanabilir hale gelmiş bu global ihtiyaç, “tersine lojistik” olarak adlandırılan bir lojistik hizmet tanımının ortaya çıkmasına sebep oldu. Genel anlamda üreticiden tüketiciye doğru bir aksta ilerleyen lojistik hizmet döngüsü; konu geri dönüşüm olduğunda ters yöne ivmelenerek tüketiciden, üreticiye ya da hizmet sağlayıcıya doğru ilerlemeye başladı.
Tersine lojistik, bir ürünün müşteriden geri alınması ve yeniden kullanılabilir veya yeniden satılabilir hale getirilmesi sürecidir. Bu süreç, ürünlerin geri dönüşümü, iade işlemleri ve atık yönetimi gibi bir dizi faaliyeti içerir. Tersine lojistik, çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyan bir konudur. Çünkü birçok endüstride atık üretimi yaygın bir sorundur.
İlk olarak tekstil sektöründe başladığını söyleyebileceğimiz tersine lojistik hareketi, 1980’li yılların sonunda elektronik endüstrisine geçiş yapmış, 2000’li yıllara gelindiğinde ise geri dönüşümlü hammaddenin kullanılabileceği tüm sektörlere yayılmıştır.
Tersine lojistiğin daha profesyonel bir tanımını yapmamız gerekirse; hammadde, yarı mamul ya da nihai ürünlerin geri dönüştürmek, tekrar değerlendirmek, değer kazandırmak ya da uygun şekilde yok etmek için tüketim noktasından alınarak üretim ya da hizmet çıkışının yapıldığı noktaya doğru ulaştırılması için gerekli planlamaların yapılması, süreçlerin organize edilmesi ve tüm lojistik operasyonun gerçekleştirilmesi olarak ifade edilebilir.
Çok farklı sebeplerle bir ürünün tersine lojistiğin hizmet tanımı içine girmesi söz konusu olabilir. Örneğin, ürünün hammadde veya üretim fazlası olması ya da kalite kontrolden geçememesi geri dönüş ihtiyacı doğurabilir. Bu nedenleri alt alta sıralayacak olursak;
- Teslimatının yanlış ya da hasarlı şekilde yapılması
- Garanti kapsamındaki koşullar
- Stok düzenlemeleri
- Tamire ihtiyaç duyulması
- Ürünün ya da hammaddenin farklı bir üretimde yeniden değerlendirilmesi
- Paketleme, konteyner, palet aşamalarındaki geri dönüşler
- Zararlı maddeler konusundaki yasal düzenlemeler sebebiyle yaşanan sorunlar
- Ürünün sağlığa zararlı olması ya da hatalı üretimi gibi sebeplerle gerçekleşen dönüşler tersine lojistik süreçlerini başlatabilir.
Ürün geri dönüşlerini tedarik zinciri hiyerarşisine göre sınıflandıracak olursak da 3 noktada özetlememiz mümkün olacaktır.
- Üretim Dönüşleri: Üretim esnasında geri kazanımı gereken ürün ya da parçaların dönüş işlemleri bu grupta değerlendirilebilir. Geri dönen ürün ya da parçalar henüz üretim aşamasındayken yeniden şekillendirilir ve bu yolla tekrar üretim hattına dâhil olur. Bu akışta sağlanan iç geri dönüş ile ekonomik bir fayda yaratılmış olur. Aynı zamanda çevresel anlamda da emisyon salınımlarının azaltılması ve tehlikeli üretim atıklarının değerlendirilmesi bakımından ciddi katkı sağlanmış olur. Üretim dönüşlerini; artık hammadde, kalite-kontrol ve üretim artıkları geri dönüşleri olarak sınıflandırmak mümkündür.
- Dağıtım Dönüşleri: Üretilen ürünün dağıtımı esnasında ortaya çıkan geri dönüş durumu “dağıtım dönüşleri” kapsamında değerlendirilebilir. Ürünün güvenliği ya da sağlığı tehdit eden sebepler neticesinde geri çağrılması, tedarik zincirinde yer alan bir oyuncunun stoklarını yeniden düzenlemesi sonucu yaşanan dönüşler, sözleşmeye aykırı durumlar sebebiyle gerçekleşen ticari dönüşler ya da dağıtımda kullanılan konteyner, palet gibi araçlar sebebiyle yaşanan fonksiyonel geri dönüşler bu sınıflandırma içerisinde yer almaktadır.
- Tüketici / Kullanıcı Dönüşleri: Ürün tüketiciye ulaştıktan sonra herhangi bir sebepten ötürü dönüş yapabilir. Garanti kapsamındaki dönüşler, tüketici iadesi sebebiyle yaşanan dönüşler, tamir-yedek parça ihtiyacı ile ortaya çıkan servis dönüşleri, kullanım hatası sonucu yaşanan dönüşler ya da ürünün miadını tamamlaması sonucunda meydana gelen dönüşler bu başlık altında değerlendirilebilir.
Adım Adım Ürünlerin Geri Dönüşüm Yolculuğu
Tersine lojistik, ürünlerin geri dönüşümü, yeniden kullanımı veya imha edilmesi için bir dizi adım içerir. İlk adım, ürünlerin müşteriden geri alınmasıdır. Bu adım, iade işlemleri veya geri dönüşüm programları aracılığıyla yapılabilir. İade işlemleri, müşterilerin yanlış boyutta veya renkte bir ürün aldıklarında veya ürünün çalışmadığı durumlarda gerçekleşir. Geri dönüşüm programları ise ürünlerin yeniden kullanılması veya geri dönüştürülmesi için tasarlanmış özel programlardır.
İkinci adım, geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir malzemelerin ayrıştırılmasıdır. Bu adım, geri dönüşüm tesislerinde gerçekleştirilir ve malzemeler plastik, cam, metal ve kâğıt gibi farklı kategorilere ayrılır. Bu malzemeler daha sonra tekrar kullanılabilir hale getirilir veya yeniden işlenir.
Üçüncü adım, atık yönetimidir. Atık yönetimi, çevreye zararlı atıkların güvenli bir şekilde bertaraf edilmesini içerir. Bu adım, atık türüne ve ülkeye göre farklılık gösterir. Bazı ülkelerde, atıkların yakılması veya gömülmesi yasaklanmıştır. Bu durumda, atıklar geri dönüştürülebilir malzemeler olarak yeniden kullanılabilir veya yeniden işlenebilir.
Tersine lojistik, birçok endüstri için büyük önem taşımaktadır. Özellikle elektronik, tekstil ve mobilya endüstrilerinde atık yönetimi büyük bir sorundur. Bu endüstrilerde ürünlerin geri dönüşümü ve atık yönetimi için özel programlar geliştirilmiştir. Bununla birlikte, tersine lojistik, tüm endüstrilerde önemli bir konudur ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir etkiye sahiptir.
İlginizi Çekebilir: Tehlikeli Madde Taşımacılığı